Sigarasından üç nefes daha çekip, en zor durumlarda bile çirkin görünmek istemeyen her kadın gibi elleriyle saçlarını düzelttikten sonra odaya girdiğimden beri ilk defa anlamlı sayılabilecek kelimeleri birbiri ardına dizerek konuşmaya başladı.
Sabah ezanı okunuyor, (Namaz uykudan hayırlıdır) ezanı ilk defa anlar gibi oldum. Bildiğimizi sandığımız öyle şeyler vardır ki, vakti gelince onları ilk defa öğrendiğimizi anlarız, en bilmediklerimiz bildiğimizi sandıklarımızdır.
Reklam
“Neredeydin Boromir?” diye sordu Aragorn. “Frodo’yu gördün mü?
Boromir bir an için tereddüt etti. “Hem evet, hem hayır,” diye cevap verdi ağır ağır. “Evet: Onu tepenin yukanlannda buldum ve konuştum. Doğuya gitmeyip Minas Tirith’e gelmesi için ısrar ettim. Öfkeye kapıldım ve beni bırakip gitti. Yok oldu. Masallarda duyardım, ama böyle bir şeyi ilk defa görüyorum. Yüzük’ü takmış olmalı. Bir daha onu bulamadım. Sizin yanınıza döner diye düşünmüştüm.” “Bütün söyleyeceklerin bu kadar mı?” dedi Aragom, Boromir’e dikkatle ve sertçe bakarak. “Evet,” diye cevap verdi Boromir. “Henüz başka bir şey söylemiyeceğim.”
Styuardesa! diye bağırdım samimi bir şaşkınlıkla. İlk sigaramın hatırası, dokuz yaşında, aynı zamanda ilk (babamın sigalarından) hırsızlık hatırası, ilk yalan, ilk defa erkek olma hissi, ilk devrim hatırası - bir sigaranın tütününde ne kadar da çok şey gizli.
Erin'in nazik sorgusuyla biraz döküldüm ama her şeyi anlatmadım. Üzgündüm. Kırgındım. Ama çok daha fazlası da vardı ve diğerlerinin bunu görmesini istemiyordum. Bunun sebebi kısmen, annemle babamın beni, duygularını başkalarının üzerine kusmanın terbiyesizliğin doruk noktası olduğuna inandırarak yetiştirmiş olmalarıydı, ama daha çok kıskançlığımın derinliği ve şiddeti karşısında kapıldığım dehşetti. Tom'la Erin'in o şen şakrak kurtçuk (Dartmouth'ta okuyordu demek, Tanrım, herhalde en iyi öğrenci kulübüne üyeydi, altında da annesiyle babasının lise mezuniyet hediyesi olarak aldığı bir Mustang vardı)hakkında tahmin yürütmelerini bile istemiyordum. En kötüsü de, hayatımda ilk defa gerçekten ve kesinlikle reddedilmiş olduğuma dair o ürkütücü farkındalıktı. O gece, durum kafamda yeni yeni aydınlanıyordu. Wendy'nin benimle işi bitmişti ama ben onunla işimin bittiğini hayal bile edemiyordum.
Sayfa 90
Romantik sanat anlayışını ilk defa sistemli bir estetik kuramı haline sokan Eugéne Véron, yansıtma kuramının sanau yanlış anladığını belirttikten sonra, sanatı "duygunun dilegetirilmesi" olarak tanımlar ve sanatçının bir dâhi olduğunu, eserin şiddetli ve derin etkisinin, yaratıcısının kişiliğinde bulunduğunu söyleyerek kitabın bir yerinde şu sonucavanır: "Kısacası, eserin değeri sanatçının değerinden doğar.Sanatçının sahip olduğu özelliklerin ve melekelerin izlerinitaşıdığı içindir ki eser bizi çeker ve büyüler."
Reklam
Cevriye'yi ilk defa bu karakola getirdikleri zaman büyük bir sevinçle: - Aaa!.. Karakolda ayna var!.. diye ellerini çırpmış ve aynaya doğru koşmuştu. Cevriye'nin kendini bir defada yukarıdan aşağıya kadar gördüğü biricik ayna buydu. Tepesinden tırnağına kadar kendi aksini birinci defa olarak görmekten o akşam o kadar büyük bir zevk duymuştu ki, yakalanmış olmaktan hissettiği üzüntüyü hemen unutuvermişti. Evet karakolda ayna vardı.
Sayfa 12 - Doğan KitapKitabı okuyor
Nerede kitapların ?Onsuz kör ve perişan Olan varlıklara o miras kalmış ışık! Kalk! Kalk!Ve ölmüş insanlar tarafından Çocuklarına üflenen o ruhu içine çek Toprak ananın üstünde bakıyorsun etrafa Seni o bir amaçsız doğurmuş gibi sanki Senmişsin gibi ondan doğan ilk defa Ve senden önce hiç kimse yaşamamış gibi!
Niçin ilk defa gördüğümüz bit peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlıyla öteye geçiveriyoruz?
Günler sonra ilk defa açık havayı teneffüs ediyordum. Ama barut kokan ve etrafımızda yıkılan evlerden kalkan tozların karıştığı bir havaydı bu.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.