Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
343 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Halide Edip, anılarını dönemsel olarak anlattığı Mor Salkımlı Ev de ki anılarının ilk bölümüdür. Çoçukluğunu üçünçü şahsın ağzından anlatırken;Hayat ağacının dallarındaki bir serce gibi bir o dala bir o dala atlamakta... tabi ki bu okurda zaman zaman çoçukluk yıllarındaki zaman şaşırmasına neden olmakta.Taki...! kendini, daha doğrusu içinde
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20183,587 okunma
Reklam
182 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir çok inceleme ve birçok Çakıcı Efeye yakından bilen gören zatlarla yaptığı bilhassa Albay Rüştü Kobaş'ın anılarından görüşmeler ile yola çıkan Yaşar kemal Çakırçalı Efenin yaşantı kitabını nefis bir tarza bizlere sunmuş. Yakın zamanda okuduğum Sabahattin Ali'nin Çakıcının İlk kurşunu hikayesi ile karşılaştırmalar yaptım. Biri Çakıcının eylemlerini daha ferdi düzeyde, diğeri daha siyasal, toplumsal yorumlar içerisinde ele almış. Biri bir pencereden daha derinlere o günün toplum yapısı çercevesinden, bakarken, beriki o anın tarihsel yüzeyi ile efsanevi bir yaklaşımla bakmış olaylara. Ayrıca, Çakıcını ölümü anını çok farklı ve ayrı gözlerle bakıp ayrı sözlerle anlatmışlar, Bu da bize Efenin ölümünün esrarının bana göre tam net çözülemediği,tam bir objektif inceleme ile ele alınması gerektiğini, muammaların hala süre gittiğini delillendiriyor. Güzel kitap tavsiye ederim.
Çakırcalı Efe
Çakırcalı EfeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20125,2bin okunma
368 syf.
1/10 puan verdi
Kitabı gerçektende hiç beğenmedim ve hiçde akıcı değil kitap, zaten 300 küsür sayfa ve 250 ye kadar okudum ve kitap bir arpa boyu yol almadı ilk 5 sayfada neyse 250 dede aynıydı Navarro'nun yerinde olsan(benim olmam zaten biraz abes kaçar)aklıma bu konu geldiği zaman en basit örnek olarak Dan BROWN'a giderdim ve bu kitabı ben yazamam siz yazın derdim hem kurguyada yazık etmezdi sadece kurgu için okunalacak kitapta değil çünkü Hz. İsa'dan Tanrı'nın oğlu diye bahsediyor buda dinimizce yanlış terimdir ve bende bundan rahatsız oldum yani anlarsınız ki hiç ama hiç beğenmedim. Not: 2005 senesinde farklı bir sitede yazdığım ve gençliğimin verdiği coşkudan artık ne kadar da basit ve dayak atılası sözde bir inceleme yazdığımı fark ettim. Yazım hatalarını bilerek düzeltmedim ki baktıkça o günlerdeki yazımımı tekrar tekrar görebileyim diye.
Kutsal Kefen
Kutsal KefenJulia Navarro · Doğan Yayıncılık · 200573 okunma
Ford Prefect'in insanlar hakkında en çok zorlandığı şeylerden biri 'Güzel bir gün, boyun ne kadar uzun' ya da 'Ah canım on metrelik bir kuyuya düşmüş gibi görünüyorsun, iyi misin?' gibi apaçık ortada olan şeyleri belirtip tekrarlama huylarıydı. Ford ilk başlarda bu tuhaf davranışa bir açıklama getirmek için bir kuram geliştirmişti. İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşünmüştü, belki ağızlarını bir daha hareket ettiremiyorlardı. Bir kaç ay süren dikkatli bir inceleme ve gözlem sonucunda bu kuramı bir başkasıyla değiştirdi. İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşündü, beyinleri çalışmaya başlıyor. Bir süre sonra, aşırı alaycı olduğunu düşünmeye başladığı bu kuramdan da vazgeçti ve aslında insanlardan çok hoşlandığına karar verdi, ama bilmedikleri şeylerin çokluğu onu her zaman ciddi şekilde endişelendiriyordu.
325 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine orijinal dilinde, İngilizce olarak okudum ve daha sonra Türkçe çevirisini de inceleme imkânım oldu. Dile bu kadar vurgu yapmamın sebebi ise bütün kitabın esasında zekâ geriliği çeken ana karakterin tedavi amaçlı tuttuğu raporlardan oluşuyor olması. Yani kitabın ilk kısımlarında karşınızda henüz kelimeleri doğru düzgün yazmayı beceremeyen bir kahraman ve o'nun yaptığı bir sürü yazım yanlışı olacak. İşte tam da bu noktada yazarın ya da çevirmenin dil hâkimiyeti ve dili kullanışı oldukça önemli bir hâle geliyor. İngilizce versiyonunda dil tutarlı bir şekilde korunarak ve geliştirilerek hikâye devam ettirilmişti. Maalesef çevirisini iz sürecek kadar detaylı inceleyemedim ancak gördüğüm kadarıyla çeviride de gene aynı kaygı güdülerek yeterli özen ve gayret gösterilmişti. Kitapta Charlie Gordon'un zeki bir insan olma çabası gene kendi tuttuğu ilerleme raporlarıyla anlatılıyor. Karakterin değişiminin kendi iç dünyasına ve çevresine karşı olan etkileri inceleniyor. Gene bu değişimin yarattığı psikolojik durum ve sonuçlar da başarılı bir şekilde ele alınmış. Birçok yerde Charlie'yle beraber üzülüp, o'nunla beraber sevinmeniz muhtemel. Kitabın sonlarına yaklaştıkça hikâyenin nasıl sonlanacağına dair tahminleriniz kuvvetlense de sanıyorum ki tahmin edemeyeceğiniz şekilde artan bir vuruculuk ve etki de olacak. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki çocukların bu kitabı okumaları hâlinde çevrelerindeki diğer insanlara daha duyarlı ve daha nâzik olacakları düşüncesindeyim.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201524 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.