Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bunu ilk kez duydum :)
Sultan'ın bu saplantısı, insan soyunun başlangıçtan beri yüzünde taşıdığı bir organın adı olan burun kelimesinin on yıllarca yasaklanmasına yol açmıştı. İmparatorluk dahilinde kimse burun diyemez, hiçbir yazar gazeteye böyle bir kelime yazamazdı.
Sayfa 55
212 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mustafa Kutlu’yu daha önce okumadım. Bazen alışkanlıklarım dışına çıkmak için hiç bilmediğim yazarların hiç bilmediğim kitaplarını okuyorum. Kitabı ilk kez gördüğümde arkasında hiçbir şey yazmadığını fark ettim. Ben de bu karara saygı duydum ve kitap hakkında araştırma yapmadan okumaya başladım. Ağacın altına oturdum, onunla beraber sigara içtim, onunla dertlendim, onunla üzüldüm. Size de tavsiyem budur. Sakin bir anınızda şans verin.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
Bütün hayatı boyunca sınıfsal dürtülerle kibirli şekilde insanlardan izole duygusuz soğuk şekilde yaşayan bir adam bir gün at yarışı için girdiği elit bir kalabalıkta bir kadından etkilenir, sonra evli olduğunu fark eder ve kocasına yakıştıramaz ve adama gıcıklık olsun diye oynadığı yarış fişlerinden birine el koyar çaktırmadan. Para kazanır ama
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Yakamoz Yayınları · 2019143,7bin okunma
"Bu hıyarın ilk tohumu bu kalabalık vasatı, hırsızı, arsızı, edepsizi, utanmazı, eşşoleşşeği, esnafoğlu esnafı, onun bunun Foucault'nun çocuğunu, 'Derya deniz, aradığımız adam, tam da gerçekleri söylüyor, ah ki ah yetiş,' diye anmaya başlar işte," deyip rahatça, "Herkesin her gün evinde söylediğini sen de söyle, duysunlar, bu hayvan sürüsü kendi bildiğini duymadıkça asla ve kat'a duydum demez, bir kez daha kahrolası bunlar kendi ezberlerine düşünce demekten yılmazlar, çünkü aslında makinedirler ve çalışırlar, sadece yağlayıcıya ihtiyaçları vardır, alimleri de işte bunlara püskürten, sıkan, oluk oluk fitne akıtandır. Hop yapıştır alim rozetini yakana, hah yakıştı da, zaten bir insan şerefsizleştikçe ona her şey yakışır, valla gençliğinde yakışmazdı inan yakışmazdı, şimdi cuk oturdu,"
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
¡Spoiler bulunmamaktadır!
(Konusuna kitabın özetinden ulaşabilirsiniz, ben sadece kendi yorumunu alacağım.) Kitap türünün harikası, bir şaheserdi adeta. Başından sonuna kadar neyin yalan neyin doğru olduğundan asla emin olamadığınız çelişkili bir psikolojiye girmenize neden oluyor. Ana karakterin deli mi yoksa aklı başında mı olduğunu defalarca kez sorguluyorsunuz, neye inanacağınızı bilemiyorsunuz. Son sahnelere kadar hepsi sadece bir sanrı mı yoksa bir kısmı gerçek mi diye şüphe duydum ve en sonunda beni çok güzel yanılttı. Sık sık zaman atlayışlarıyla düşünmenizi sağlıyor, gayet akıcı ve sürükleyici bir kitap. Arada olayları sindirmek için hafif bir ara bıraktığı da oluyor tansiyonu yükseltip gerilimi sonuna kadar arttırdığı da. Bir gerilim kitabı olarak psikolojiye yaklaşımı, birlikte ele alış biçimi muazzamdı. Kitabın bitişi kesinlikle tahmin edilemezdi. Okurken çok büyük keyif aldım, yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve bu kitap sayesinde diğer kitaplarını da listeme yazdım. Psikolojik-gerilim severlerinin okumadıklarında pişman olacakları bir kitap. Tavsiye ederim...
Paket
PaketSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 20191,323 okunma
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Reklam
Kaliteli Şarap yapmak isterler tabii..
"Geçen seyahatimden dönerken ne duydum biliyor musun? Haçlılar buldukları her şeyi olduğu gibi, Şiraz'dan getirttikleri üzüm kütüklerini de ülkelerine gönderiyorlarmış." Duydukları Cafer'i çok şaşırtmadı. "Göndersinler. Şiraz'ın Avrupa'ya ilk gidişı olmayacak ki! Altıncı yüzyılda da Yunanlılar götürmüşlerdi. O zaman yetiştirmekte çok başarılı olamadılar. Bakalım bu kez olabilecekler mi?.."
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
kez seni seviyorum diye uyandım Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim Bir bulut almış başını gidiyordu görüyordum Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun
İlhan Berk
İlhan Berk
Bütün gece uyuyamadım. Yalnızlık dolu köşemizde o gece, ilk kez duyduğum bir bülbül sesi dünyayı dayanılmaz bir acıya boğdu. Gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülüp aktığını duydum birden.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
260 syf.
9/10 puan verdi
#kübranınkitabı bugün size pek okuyamadığım ama bu kitabı okuyunca bayıldığım bir tür ile geldim,ama zaten adını görünce dedim ki kendime bu kitap senlik kitabımız @furkanozzen yazarımızın kalemin’den #kemalinaskeribiraşkındoğuşu bilirsiniz beni yormayan dili ağır olmayan yazarların kalemlerini severim yazarımızın kalemi de tam öyle akıcı ,kalemi
Kemal’in Askeri
Kemal’in AskeriFurkan Özen · Perseus Yayınları · 20237 okunma
“Kendi atını (orijinali eşek imiş) çeken yorulmazmış” İlk kez bugün duydum bu sözü, çok hoşuma gitti.
93 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Kendime Notlar-2
Ali Şeriati
Ali Şeriati
’in kalemine çok aşina değilim. Onu biraz daha yakından tanımak niyeti ile bu kitabı elime aldım. Katıldığı bir konferansta yaptığı konumanın yazıya dökülmüş hali bu metin. İnsanın dört zindanı. İnsanı tutsak eden dört olgu üzerine konuşmuş yazar. Felsefi bir yaklaşımla düşüncelerini açıklamış. Yazarlara ve düşünürlere, kitaplara atıf
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,928 okunma
Az'dan Zargana'ya...
2017 yılının Nisan ayında, Iğdır'da, Haydar Aliyev Fen Lisesi'nin Erkek Yurdunda, cam kenarındaki yatağımda oturup, BİM'den aldığım ucuz marka kahveyi içerken
Az
Az
kitabını bitirmiştim. Belki de o güne kadar okuduğum en etkileyici kitaptı. Iğdır'da pek denk gelinemeyecek şiddette bir yağmur yağıyordu. Kitabın etkisiyle sersemlemiş bir halde kendimi yurdun yeşil yapraklarına yeni kavuşmuş ağaçlar ile sarmalanmış bahçesinde bulmuştum. Hayatımda yağmurda ıslanmaya cesaret ettiğim ilk gündü o gün... 2024 yılının Nisan ayında, bu kez Münih'te,
Az
Az
'ı okuyup bitirmemin, yağmurda ıslanmayı sevmeye başladığım o günlerin üzerinden tam yedi yıl geçmişken, bugün
Zargana
Zargana
'yı bitirdim. Kaderin bir cilvesi mi, oyunu mu bilinmez veya belki tamamen tesadüf, hava yine yağmurlu. Cam kenarında oturup kitabı bitirdikten sonra, kendimi yine dışarı atma isteği duydum derinlerde bir yerlerde. Bugün okuduğum kitap o günkü kadar tesirli değildi belki ama geçmişe dönmemi, o günleri hatırlamamı sağladı. O günü bir kez daha yaşattı bana... Beden büyüdü, fikirler değişti, dolaştığım caddeler ve sokaklar gelişti; Iğdır, o lise, o yurt,
Az
Az
'ı ödünç aldığım İl Halk Kütüphanesi... Hepsi şimdi çok uzakta... 2017 Nisan'ında beni ıslatan yağmur, yedi yılda anca Münih'e ulaşabildi. Islatması gereken kişiyi buldu ve geri gitti. Şimdilik benden Iğdır'a selamlar götürecek. Belki bir yedi yıl sonra yine buluşuruz, kim bilir...
ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM
Üç kez seni seviyorum diye uyandım, Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim. Bir bulut başını almış gidiyordu, görüyordum. Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün... Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim. Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum. -Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum. Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün... Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım, Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim. Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum. Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun... Deniz Eskisi İlhan BERK
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.