Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
·
Puan vermedi
"Peygamberlerin izinde KUDÜS"
Kitaba başlarken büyük heyecanla başladım daha ilk sayfasında bile yazarın büyük AKSA hayranı olduğunu hissetmiştim...Oraya iz bırakan peygamberlerin,(Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v),Hz İbrahim,Hz Yakup,Hz Süleyman,Hz Yusuf,Hz İsa)ve daha sayamayacağım kadar peygamberin nerede ,nasıl, neden gibi sorularla neler
Kitap Soner Yalçın'ın Türkiye genelinde olan, genelde modernist Müslüman, ılımlı müslüman veya laik kesimin bir bölümü olan insanların söylemi ile aynı. Görüş şu "Aslında din iyi de, Müslümanlarda ya da dincilerde sorun var". Yalçın da demek ki bu görüşteymiş. Halbuki sorunun özü dinlerdir. Dinlere hiçbir zaman eleştirel gözle bakamayan kimseler veya toplumlar bu sorunu hiçbir zaman çözemez. Sorunu böyle yanlış yerlerde ararlar. O gerçek islam değil, onlar gerçek müslüman değil demekle bu iş çözülmez. Kaldı ki bunu sadece müslümanlar demiyor, diğer dinler de ve onların mensupları da size böyle söyler eleştirmeye kalktığınızda. Siz istediğiniz kadar o öyle değil deyin, o eleştirdiğiniz adamlar yaptıkları şeyleri kafasından uydurmuyor. Biryerlerden okuyup yapıyorlar.
Bir örnek vermem gerekirse bu örgütler misal eşcinselleri tavandan atmayı, idrar içmeyi vs bu insanlar kafasından uydurmuyor. Biryerlerden okuyup yapıyor, sizin buna yanlış, sahih değil, gerçeği o değil demeniz birşey ifade etmez.
Bir diğeri ise bu dinciliğin bir batı planı olduğu ki bu bir derece doğru, komunizme karşı yeşil kuşak oluşturmak gibi.
İçerisinde birçok bilgi de var o yüzden,
Okunabilir.
Merhaba arkadaşlar. İyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğim devam ediyor. Yeniden bayramımız, şimdiden kutlu, mutlu, huzurlu, kazasız belasız geçsin diyerek tekrar bayramlaşmayı da ihmal etmeyelim. Şimdi Freud okuma serimize devam edelim: 50 sayfadan ve karşılıklı birer mektuptan oluşan bu eseri de geride bıraktık. Dora sonrası biraz zihin
Kızıl elma
Bugün halen yaşamakta olduğumuz Anadolu’nun kapılarını bize açan Sultan Muhammed Alparslan’ın hayatını anlatan muhteşem bir eser. Bir tarafta sadece İslam’ın bekasını düşünen adil bir komutan Sultan Alparslan, diğer tarafta sadece kendi heveslerinin kurbanı olan Romen Diyojen.
Daha çocukluk döneminde devlet zekası ile etrafındakilerin dikkatini çeken Sultan Muhammed Alparslan yalnızca müslümanlara karşı değil hristiyanlara karşı da oldukça merhametli iken Romen Diyojen aynı dine mensup olduğu insanlara bile zulmeden kendi çıkarları için gözü kimseyi görmeyen bir siyaset adamı.
Eğer Selçuklu ve Anadolu tarihi seviyorsanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
“ Doğu sınırlarında güçlükle sağlanan huzurun ardından batıda başlayan fetihler.. Kızıl Elma’ya uzanan fetihler.. Kızıl Elma’ya.. Çünkü Türk’ün daimi ülküsü Kızıl Elma’dır!..”
sizlere ilk bakışta adı ile rahatsızlık veren, hatta" Allah'a öğretilen din derken" gibi bir soru ile bizi baş başa bırakan , daha sonra ise içeriği ile sizi sarsan bir kitaptır kendisi. Allah Kur'an-ı Kerim'de bizlere bir çok ayette aklımızı kullanmamızı ve Kur'an'a uygun bir hayat sürmemizi ister . ne
Ne yazık ki çoğu insan bu kitabı kitabın kendisinden ziyade yazarı Salman Rushdie'nin açıksözlülüğü ile ilgili yapılan polemikler aracılığıyla tanıyor. Bu kitapla ilgili bazı Müslümanları (ve genellikle İran Ayetullahını) sinirlendiren şey, Rushdie'nin Hz. Muhammed'in okuma yazma bilmediği ve Kuran'ın kendisine Başmelek Cebrail tarafından aktarıldığı fakat bir noktada Hz. Muhammed bu durumu fark etmeden Şeytanın Cebrail'i taklit ettiği ve kutsal kitaptaki bazı ayetlerin kendisi tarafından yazılmış olabileceği teorisi. Hakkında onca safsata yapılan kitap bu. Ve söylediğim gibi bu sadece bir görüş, bir TEORİ. Kazantzakis'in, İsa'nın Mecdelli Meryem ile ilgili fantazileri olduğundan bahsetmesiyle aynı şey. Üstelik Rushdie'nin kitabında bu muhabbet ana hikaye bile değil; kitap, uçaktan düşen bir karakterin rüyalarındaki içsel anlatılarından oluşmakta.
Oldukça yaratıcı bir kitap olmakla birlikte (bir Müslüman olarak) benim için Rushdie'nin en iyi eserlerinden biridir. Sansür uygulamalarına karşı çıktığını ve sanatsal özgürlüğü desteklediğini göz önünde bulundurarak okumak gerek. Bana göre, özellikle dini fanatizmin hatsafhada olduğu bu günlerde, statükoya meydan okuyan ve bizi bize öğretilen değerleri ve fikirleri (idées reçu) tekrar değerlendirmeye zorlayan Şeytani Ayetler gibi kitaplar inanılmaz derecede önemli.
