Peyami Safa
Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım'ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899'da dünyaya gelen usta yazarın ismini, Şair Tevfik Fikret koydu.
Birçok kaynağa göre İstanbul Gedikpaşa'da doğan usta kalem, bazı kaynaklara göre ise Osmanlı bürokratı olarak Anadolu'da görev yapan babasının işi nedeniyle
Cemil Meriç...
Lise 3. sınıfım. Yaşanmışlıklar, olup bitenler, buyrulanlar beni dip köşedeki bir okul sırasına itmiş. Elimde 
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965 var. Okuyorum, anlamıyorum. Arapça ve Farsça terkipler, kelimeler gözüme çarpıyor, usanıyorum. Hayır, usanmıyorum, sıkılıyorum. Lanet şeytana diyorum, tekrar okuyorum. Osmanlıca sözlük buluyorum okul kütüphanesinden, onunla okuyorum. Gözüme ilk çarpan "müvazene" kelimesi oluyor. Öğreniyorum ve dahi bugün bile kullanıyorum. Sonra, sonra beni başka kitaplara gönderiyor Cemil Meriç yazılarından. Onları da bulup okuyorum. Dallanıp budaklanıyor. Kelam sahibi oluyorum, olduğuma inanıyorum. Binlerce cilt kitap toplamışım bugün.
Graham Greene, her şeyi çocukluğunda okuduğu "Milano Yılanı" adlı bir tarihi romandan öğrendini söylüyor. Peki ya ben nereden öğrendim? Hayır, doğru sormalı soruyu, öğrendim mi? Öğrenecek olsam bu hangi kitap olurdu? Belki Cemil Meriç'in Jurnalleri.
TAOCULUK
Çin kökenli dinî-felsefî sistem.
Taoculuk (Taoizm, Daoizm), Konfüçyüsçülük’le birlikte 2000 yıldan fazla bir süredir Çin’de hayatın her alanını biçimlendirmiş iki büyük yerel dinî-felsefî sistemden biridir. Temelinde “yol” mânasında tao (dao) kavramının yer aldığı Taoculuğun Çince karşılığı Dao-cia’dır (yolun nesli). Kökeni eski Çin
Zaman
Sizleri ilk olarak zamanın sözlük anlamından bahsedeceğim. Zamanın sözlük anlamı bir iş ya da oluş, bir eylemin içinde gerçekleşmekte olduğu gerçekleştiği ya da gerçekleştiği süredir zaman her insan için kısıtlıdır ve bu belirli kısmı kullanmak çok önemlidir.
Tabii ki hayatımızın büyük bir kısmını öğrenerek eğitilerek geçireceğiz ama
SÖZLÜK OKUMAK ÖNEMLİDİR
Öğrencilerime “Mutlaka sözlük okuyun” dediğimde önce şaşırıyorlar.
Sözlüğü arada bir bakılan bir ansiklopedi olarak görüyor pekçoğu.
Oysa dil bir insanın en önemli hazinesidir.
Millet olmanın varoluş şartlarının başında dil gelir.
Gün geçtikçe yozlaşan dilimizle birlikte kimliğimizi de kaybediyoruz. Bu farkına varamadığımız bir süreç aslında.
Bazı insanlar vardır. Sözlük gibidir. Sadece tanimlama içerir. Samimiyetten yoksun. Bu yüzden tanımlamadan öteye gidemez.
Farkinda bile olmadan samimiyetinizi kiskanirlar. Samimiyetinize saldırmaktan geri duramazlar. İlk firsatta zayıf noktaniza parmak basarlar. Kendince medeni cesaret gösterir. Herkesin de rahatsız olduğu sorular sorarlar. Büyük erdemlere sahip olduğunu o kadar çok gösterir ki kitabın kapağı olmaktan öteye gidemezler.
Samimiyetiniz olmadıkça dünyanın bütün erdemlerini taşisanizda içi boş bir kitap olmaktan öteye gidemezsiniz.