Kur'an-ı Kerim'deki "ümmet" çerçevesinin, bizzat Hz. Peygamber ve ilk Müslümanlar tarafından da söz konusu bağlamda anlaşılıp uygulandığını söyleyebiliriz. Bu tespitin dayanağı, bizatihi Hz. Peygamber'in gayrimüslimlere bakış açısını yansıtan uygulamaları ve onlarla ilişkilerinde gözettiği ilkelerdir. Burada öne çıkan ilke, "insana her şeyden önce kainatın en değerli varlığı, yani 'Hz. İnsan' olduğu için değer verilmesi gerektiği"dir. Nitekim Hz. Peygamber'in Medine'ye hicret ile birlikte temellerini attığı toplum modelinde, herkesin insanca yaşayabilme esası üzerine inşa edilen temel haklarına a saygının merkeze alındığı anlaşılmaktadır. Yine İslam geleneğinde korunması gereken temel haklar olarak bilinen can, mal, nesil, akıl ve dinin bütün insanlığın ortak değeri olarak kabul edildiği ve Hz. Peygamber'in örneklendirdiği bir arada yaşama modelinde bu esaslar üzerine temellenen bir toplum yapısının oluşturulduğu görülmektedir.
Yaşam ve ölüm var oluşunda bir denge tutturmalı. Doğru olanı yaşamak ve yanlış olanı ölüme bırakmak, yaşam sanatı budur Yaşam da diğerleri gibi enerjik bir süreçtir. Bununla birlikte tüm enerjik süreçler ilke olarak geri döndürülemezdir ve bu yüzden de kesin olarak hedefe yönelir ve hedef durağanlıktır... Yaşamın ortasından itibaren, yalnızca yaşamla ölmek isteyen yaşamını sürdürür. Çünkü yaşamın gün ortasının gizli saatinde olan parabolün tersine dönmesi, ölümün doğmasıdır... Yaşamayı istememek ölmeyi istememekle aynı şeydir. Oluş ve ölüş aynı eğridir.
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Düşünce kelimesi, günlük hayatta sıklıkla kullandığımız kelimelerden biri. Düşünce kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamına baktığımızda; uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea karşılığını görürüz. Düşünce, dış dünyanın insan zihnine yansımasıdır. Niyet, tasarıdır. Tasa, kaygı, sıkıntıdır. İlke, yönetici savdır. Beynin ürettiği elektrik akımlarının genel adıdır düşünce. Düşünmekle kaydolunmuş deneyimler bütünüdür. Şüpheyi kendine düstur etmiş olan zahirdir düşünce. Belki de olunduğunda işlerliğini arttıran kılavuzdur. İnsanın hazza bulaşmakla yok etmeye ayarlı zehridir. Unutmaktan korkan çetedir. Algının takipçisi, gerçeğin içinde barındığıdır. Düşünen insanın kafasındaki ağırlıktır, çoğu zaman insanı hafifletse de insan olmanın gereği bir nevi fazlalıktır ama onu insan yapandır.
Neden sevgiyi bilmiyorlar, Oulric?
Neden sevgiyi bilmiyorlar, Oulric? Ama ben onlara inanmaya çabaladım! Küçük bir hesap hatası dahi olmamalıydı. Ayrıntılardan kaçınılmamalıydı. Birbirimize değer vermek zorundaydık. DNA’lara, RNA’lara saygı duymalıydık. Şiirin kromozonuydu hasret.. Aşk kanserojendi. .. Neden ben yalnızca cangüncem’i yazarken mutlu olayım ki; neden ben ancak onunla paylaşırken erinçli hissedeyim ki kendimi.. Var mı bunca zayıf ilişkilerin altyapısı, ve metro yapmak için uğraşacağımıza neden kolay üstgeçitler öyle kıvamlı dostluklarda? İnsana özgü kutsallığa omuz silkmek niye? O dudaklar daima bükülmek için mi? Nerde o ilahi sevdalar ve sevecen yakut gözlerin suyunu kıpırdatan sıcak sözcükler ve alev ve yangın ve tutku ve ilke sevinçler, hazlar.. Tüketildi. Zaman yitiriyoruz ve zaman yitirdikçe daha sık hata yapıyoruz, Oulric!.
Sayfa 17
. Bu düzen, kendini gösterdiği kadar sağlam değildir; hiçbir nesne, hiçbir biçim, hiçbir ben, hiçbir ilke güvenilir nitelik taşımaz. .
Sayfa 404Kitabı okudu
Bu, ben olan şey, her ne ise, biraz et, biraz yaşam soluğu ve yönetici ilkeden başka bir şey değil. Bu ete değer verme: kirli kandan, bir kemik yığınından, bir sinir ve damar ağından başka bir şey değil o. Soluğunun ne olduğunu düşün sonra: hava, üstelik her zaman aynı olmayan, ama her an dışarı verdiğin, sonra yeniden içine çektiğin hava. Üçüncüsü kalıyor geriye, yönetici ilke.
Sayfa 41 - Yönetici ilke", ussal istem, yani ruhun merkezî bölümüdür; burada, yönetici ilkenin belirleyici özelliği olan iki yeti bulunmaktadır: bilinç ve devinim. Yani düşün ve harekete geç.Kitabı yarım bıraktı
Reklam
488 syf.
·
Not rated
Kitabın her cümlesinde acaba böyle bir kitabı okumakla hata mı yapıyorum diye düşünmeden edemedim. Ben neden morfin bağımlısı ki kendi tabiriyle morfinman bir insanın hayatıyla ilgileniyorum. Maşa olarak kullanılmış bir karakter gibi bir şeydi sanırım tiyatro için. Çünkü süreçte yolu açsa da devam ettiremedi ki bu hayalini. İlk müslüman kadın olarak sahneye çıkıyor ki o dönemde Müslüman kadınların sahneye çıkması yasakmış. Sonrasında örtüsü ile sahneye çıkamayacağını bildiği için hayatını örtüsüz bir şekilde geçirmeye karar veriyor. Bu kararından dolayı ailesi parçalanıyor. Ama her şey o kadar normal ki! Bir kere bile babasını arayıp sormuyor. Sadece bağımlı ve bunun karşılığında iğrenç bir hayat. Bir de şunu düşünmeden edemedim. Tamam bu kadın tiyatroda bir ilke imza attı ve çok alkış aldı. Buna lafım yok. Madem bu kadar tiyatroda ustaydı neden hiçkimse dönüp tekrar yüzüne bakmadı. Neden morfinsiz bir hayat için hiç çabalamadı. Neden hastane köşelerinde ölüme terk etti kendini? Acaba o zamanlarda bu bağımlılıkla alakalı tedavi süreci yok muydu? Bazı insanlar aşkı hak etmiyor, o adamın aşkını nasıl bıraktı :( okudum ama ne okudum neden okudum. Beğendim ama gerçek hayat hikayesi olması çok üzdü…
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife JaleOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20182,662 okunma
Netice olarak Peygamberimizin yaşadıklarından ve Müslümanlara tavsiyelerinden de anlaşıldığı gibi sabır, hayatın her alanında Müslüman'ın rehber edinmesi gereken bir erdemdir. Efendimizin ifadesiyle sabır (müminin yolunu aydınlatan) bir ışıktır. Bu itibarla Allah'a kulluk etmede, emirlerine uyup yasaklarından sakınmada ve nefsin
Sayfa 212Kitabı okudu
Düşünce, ilke, parıltı, ilk halin ilk anı, sıçrayış, silsileden atlayış ... Başkalarına, hazırlık ve icra. Ağını oraya at. Denizin o mahalinde bulacaksın aradığını. Elveda.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.