Malayanilikle etrafındakileri en fazla eğlendirenlerin "hoş sohbet" diye adlandırdıkları, insanları güldürebildikleri oranda sevilip arandıkları içler acısı bir dünya.
Sabahları korkulardan arınmış ve günü karşılamak için hevesli bir şekilde kendinizle yaşamanın ne harika bir şey olduğunu söyleyerek uyanabilmenizi istiyorum.
Hâlbuki kitaplar, sevginin birleştirici bir şey olduğunu yazıyorlardı. Evet, kitaplar ne derse desin, dünya ikiye ayrılıyordu:Bir yanda annesi, kardeşi ve ona benzeyenler, bir yanda da, bilerek veya bilmeyerek onların ıstırabına sebep olanlar vardı.
"Kâfirlerden bir kısmına dünya hayatının süsü olarak verdiğimiz ve onları bunda fitneye düşürmek için faydalandırdığımız şeye (mala ve saltanata) sakın göz ucu ile de olsa bakma! Sana verdiğimiz Allah katında daha hayırlıdır. ''
(Tâhâ sûresi, ayet:131)
'' çoğumuz kalıplayan korku kültürü içinde büyüdük. Doğduğumuz andan itibaren birileri sürekli kulağımıza, "Sende bir bozukluk var!" diye fısıldadı. ''