Anlatılan bizim hikayemiz...
Gözlerinin çevresinde sevgi kırışıklıkları olan adam yazdı. Çizimlerine yansıyan , kalemine yansıyan dolu dopdolu bir kalpten çıkan en temiz duygular. Odamdaki kelebekte rüya ile gerçek çizgisi şeffaflaşıyor. Dut ağacının altında yaşanılan gerçekler hisler ve çiçekler ve ufuk çizgisi. Yaşanan talihsizlikler buna rağmen ay ışığında umut ve gerçek sevgi mücadelesi. Balıklar domuzlar da ironi ve mizah iç içe. Hissedilen duygular gerçek, çok gerçek. Ufuk çizgisinde saklı, olmaz denenler ve iyi ki oldular. Çoğalan güzellikler, yaşanan şükürler... Öyle değerli ki şahit olmak bir kalbin dokunuşuna, hissedilen sımsıcak duygulara. Her gün doğumunda ve gün batımında uzakta ama yanında -yakında, kalbi gibi- olduğunu bilmek hissetmek. Tertemiz havayı içine çekmek gibi yüreğin dolması güzelliklerle. Benim iyikim. Adanmış bir eserin muhatabı olmak; değerli, derin ve çok özel. İlkim, sevgilim,
Arabaya binerken başladım okumaya, arabadan inmeden bitirdim; sürekli değişen manzara, sürekli değişen mevsimlerin eşliğinde. Kitap arabanın camından yansıyan dağın diğer tarafını göremeden yanından geçip gitmek gibi yarım kaldı bakışlarım arasında. Bembeyaz karın, toprağı ve taşları esir alıp ağaçların semaya doğru uzanan ince dallarına ulaşamadığı kadar toplumsal konular içeren bir kitap.