Biz, Balkanların ve Ortadoğu'nun en büyüğünü yapmaya çok meraklıyızdır. Diyelim, nane şekeri fabrikası yapılacak. İlle de Balkanların ve Ortadoğu'nun en büyük nane şekeri fabrikası olacak. Bir havuz yapılacak... Elimizden gelse "Vatan sathını" baştan sona havuz yapıp çıkaracağız. Bu, kötü bir huy değil. Cebimizde yoksa da, dilimizde var. Paşa gönlümüz gani..
Bir türlü anlayamıyorum. Akıl sahibi oldukları halde, niçin hayvanların yapamadıkları kötülükleri yapıyor insanlar? Toplumun damarlarını zehirle dolduran beyinler, tanımadığım hangi şeytana kölelik ediyorlar? İnsanlar vuruluyor, dükkanlar yağmalanıyor, bankalar soyuluyor, kahveler taranıyor, evler bombalanıyor, masum kişiler cadde ortalarında tartaklanıyor... Sorumlusu kim bunların? Rasim'ler, Musa'lar kimin piyonları? Hangi şahın sözcülüğünü yapıyorlar? Benim gibi ortada kalanlar mı zavallı yoksa? İlle de, bir şahın eteğine sarılmak mı lazım? Ölenlerin hesabını kim nasıl verecek? Bulaşıcı hastalıktan ölmüyor ki onlar. Kahpe ellerin çektiği tetikler kıyıyor canlarına... Aynı topraklarda yaşayıp, tarihi bir, dini, ırkı, dili bir insanların ölüm kalım savaşına girmeleri, hangi ifritlerin tezgahında planlandı? Onlar yeryüzünde, yeleleri altın ve gümüşten atlara binmiş sefa sürerken, avuçlarına aldıkları vatan evlatlarını, içinde büyüdükleri toplumu yok etmek için programlıyorlar. Millet olarak bu kanlı oyunun farkına bir türlü varamıyoruz. Çünkü birbirimizin kuyusunu kazmaktan başka amacımız yok.
Sayfa 182 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
118 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Demek 2016'ya bu kitapla veda etmek nasipmiş. Çehov 'u darbe girişiminden bir gün önce okumuştum ilk kez. O'Henry'yi de çok soğuk bir yılbaşı günü, rahmanlar sahilinde, günlerdir aç kalmış gibi ağlayan kedilerin, martı seslerinin arasında, Yalova ve diğer bütün karşı kıyı, her yer kar kaplı ama tertemiz bir gökyüzünün altında uzanmış yatarken
Kız
KızO. Henry · Helikopter Yayınları · 201568 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı okumama vesile olan yazarı Mehmet Yılmaz Bey'e müteşekkirim.Bu eserin yeri bende her zaman ayrı olacaktır. Kitabı okurken aklımda hep bir söz ve bir şiir vardı.Söz kitapta da yer alıyor 'Bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş' şiir ise Orhan Şaik Gökyay'ın 'Bu Vatan Kimin?' şiiri.İstemsizce bu ikili kitabı okurken hep kafamda mırıldandı durdu.Ve bir şeyin farkına vardım.Kitapta anlatılan olaylara ne kadar uzakmışım ben.Şimdiye kadar neden hiç merak edip de açıp bi okumamışım.Onlar benim tarihim değil miydi?Bundan sonra bu konularla ilgili okumalarımı artırmaya karar verdim.Hatta bizzat gidip o yöreleri gezip oraların tarihini buram buram içime çekesim var. Kitabı okurken kendimi bir puzzle oyunu içerisinde gibi hissettim.Olaylar parça parça.Bir olay anlatılırken hoop başka bir olaya geçiyoruz ve bunlar hep birbirini tamamlıyor.Ve en sonunda bütün parçalar yerine oturuyor ve görmek istediğimiz resim tamamlanıyor. Duygu dolu bir eserdi.Vatan özlemi iliklerime kadar işledi.Bükreşte Romanyada Tunahan ne zaman bir Türkle karşılaştı ben de bir o kadar heyecanlandım ve sevindim.Vatansızlık ne demek bilmem ben ama vatansızlık ne demekmiş çok iyi anladım daha doğrusu hissettim.Kitabın anlatımı, olay akışı, dili her şeyini çok beğendim.Yazarını bu kitapla tanıdım şimdi ise yeni çıkacak kitaplarını sabırsızlıkla bekliyor olacağım.Keyifli okumalar.
Tuna'nın Türküsü
Tuna'nın TürküsüMehmet Yılmaz · Roza Yayınevi · 201596 okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
#Spoiler Ben Salih. Cephede sağ kolunu bırakıp gelen hani. Oğlunun yarı yüzünü kaplayan şarapnel yarasını görünce, aklından olan deli Fadik'in oğlu Salih. Vatan için oradan oraya koşmuş, yarım aklıyla her şeyin farkında olan... Zamanında silahını kendi eliyle, düşman bilinene uzatıp "Ya beni vur ya da gel mücadelemize katıl ağam." diyen
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 201510bin okunma
Bir Tibet metninde, “Vatan, çölde bir konaklama yeridir sadece,” denir. Ben o kadar uzağa gitmeyeceğim: Çocukluğumun manzarası için dünyanın bütün manzaralarını verirdim. Ayrıca eklemem gerekir ki, çocukluğumu bir cennete dönüştürüyorsam, bunun tek sorumlusu hafızamın sakatlıkları ve gözbağcılığıdır. Kökenimiz hepimizin peşinde; benimkinin bende uyandırdığı hisler, tercümesini ille de olumsuz terimlerde; kendini cezalandırmanın, üstlenilmiş ve açığa vurulmuş aşağılanmanın, felâkete rıza göstermenin dilinde buluyor.
Reklam
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.