Reklam
Enbiya,16
"Biz göğü ,yeri ve bunlar arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık."
Güneşin dünyaya nasıl doğduğunu bir düşün.Allah (c.c)bu nizamı nasıl da düzenli yapmıştır eğer Güneş hep aynı yerde olsaydı o zaman güneş ışınları sadece aynı bölgelere ulaşır, dünyanın diğer yerleri bu ışığı alamaz dağlar ve tepeler bu durumda güneş'in ışığını engellerdi.
Vasat, yani orta seviye.
Kur'ân'ın lâfızları ve cümleleri bir çok mânaları taşırlar. Buna tefsir terminolojisinde "tabakat'ül maâni", yani mâna tabakaları denir. Onun için, vasat bir okuyucu veya dinleyici bu lâfız ve cümlelerden kendi seviyesindeki mânayı anlarken, daha yüksek seviyede olan bir başkası ikinci bir mânayı anlar ve böylece seviyeler yükseldikçe lâfız ve cümlelerin yeni mânaları ortaya çıkar.
Reklam
Fâtır,13
Allah, geceyi gündüze, gündüzü de geceye katıyor. O güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır; her biri belirlenmiş bir vadeye kadar kendi yolunu izler. İşte rabbiniz Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka yalvarıp durduklarınız ise bir çekirdek zarına bile hâkim olamazlar.
Konuşmakta birinci esas anlaşılmak olduğu için, Allah teâlâ'nın kelâmı olan Kur'ân-ı Kerim de ekseri-yeti oluşturan vasat insanların seviyesine göre ifadelendirilmiştir. Bu önemli gerçeği bilmeyen bir kimse, Kur'ân'ın bazı açıklamalarını dinleyince, onlarda Allah kelâmı olmanın azamet ve ihtişamını görmez ve hemen şüpheye düşer.
Vasat, yani ortalama. Mânâsı yanlış anlaşılmasın lütfen.
Çünkü bir cemaatin huzurunda hiç kimsenin anlayamadığı bir şekilde konuşmak abesle iştiğaldır. Üstelik o cemaata açıkça hakaret etmek, onlarla alay etmek ve kibir taslamaktır. Bu şeyler de küçük insanların zaaf ve kusurlarıdır. Anlaşılmadan konuşmak meziyet olsaydı, dilsizlerin hım hımları veya kedilerin mır mırları en büyük meziyet olurdu.
Maşukla beraber olunca, aşkın kendisi rahata sebep olduğu gibi, ayrılık vaktinde de üzülmeye sebep olur. Çünkü aşk, sevgi olmasaydı, ayrılıkta üzüntü olmayacaktı.
Reklam
Bazı kimseler iyi niyetli de olsalar, akılları ermediği ve anlayamadıkları için, bazı gerçekleri kabul etmez ve onları reddetmekte ısrar gösterirler. Bu türlü kimseler ekseriyette oldukları için, Allah Resûlu aleyhissalatu vesselâm şöyle buyurmuştur: "İnsanların aklî seviyelerine göre konuşun. Siz, anlaşılmaz şeyler şöyleyerek insanları inkâra sevk et-mek ister misiniz? Allah bana ve bütün peygamberlere insanların seviyelerine göre konuşmayı emretmiştir."
Gönül, Allah'ı öğrenmek için yaratıldı ki, saadet ondadır.
Oruç
Resulullah ( sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Cennette bir kapı vardır. O kapıya Reyyan kapısı denir. O kapıdan sadece oruçlu olanlar girebilir."
Keşke kıldığımız namazın yarısı veya üçte biri içinde vesvese olmadan edâ etme imkanını bulabilsek, işte bu, bizim için yeterli olur.
"Kul zina ettiğinde imanı kalbinden çıkarak gölge gibi başının üzerinde asılı kalır. Zina etmeyi bitirdiğinde kulun imanı yine geri döner."
Efendimiz (s.a.v.)Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.