Fercin arzusunun åfetlerinden biri de, aşktır. Aşk sonsuz günahlara sebep olur. Başlangıçta aşkta ihtiyatlı davranmazsa iråde dizginini elden ka çırıp serkeş nefsin elinde esir olur. Bunun ihtiyatı, kişinin gözünü zapt et mesiyle olur. Gözü bir defa tesadüfen ilişirse, onu zapt etmek mümkün olur. Ama häline bırakırsa zabtı zor olur. Nefis bu husūsta bir hayvana benzer ki. bir yere gitmek isteyince, onu çevirmek kolay olur. Ama içeri girdikten sonra kuyruğundan tutup dışarı çıkarmak çok zordur. Demek ki esas mühim olan gözü korumaktır
"Nefsimin terbiye ve tedâvisi kadar hiçbir şeyin tedâvisi bana zor gelmedi."
Reklam
Şair meâlen şöyle diyor: "Hayvanların boynuna inci takamam, incinin kıymetini bilmedikleri için onların önüne inci saçmak, çobanı zengin eder. Eğer Allahu Teala lutfeder de ilimde hikmete elverişli olanı bulursam sevgi ile ona öğretirim. Aksi takdirde bildiğim bende kalır. Zira ehlinden ilmi saklamak zulüm olduğu gibi, ehli olmaya vermek de ilmi kaybetmek demektir"
Sayfa 349 - 1. CiltKitabı okuyor
Zerre kadar iyiliği olan mükâfatını, zerre kadar fenalığı olan da karşılığını bulacaktır. Hangi ilim olursa olsun, kim ki ilmi ile Allahu Teâla'yı kasd ederse ilmin kârını bulur ve o ilim, sâhibini yükseltir.
Sayfa 335 - 1. CiltKitabı okuyor
Zira akıl, bir şeyi altıya bölmüşse, bunu anlatmak için altı ayrı ibâreye gerek duyar.
Varlığı kendi zâtından olan şeyin varlık adını alması daha önceliklidir. Güçlü ve zayıf olma nedeniyle söylenen ise, mesela kar ve fildişinin beyaz olmasındaki gibi, güçlü ve zayıf olmayı kabul eden şeyde tasavvur edilir. Doğrusu beyaz adı, mutlak-eşit bir tevâtu’ yoluyla fildişi ve kar için kullanılmaz. Çünkü ikisinden biri ak olmada diğerinden daha güçlüdür.
Reklam
Dış dünyadaki ve zihinlerdeki varlık, lafızlar ve yazı şeklinin aksine ülkelere ve halklara göre farklılık arz etmez. Zira lafızlar ve yazının delâleti vaz‘î ve ıstılahî dir/uzlaşımsaldır.
Zira, bir şeyin önce dış dünyada (ayn’larda), sonra zihinlerde, sonra lafızlarda, daha sonra da yazıda bir varlığı vardır. Buna göre yazı, lafza; lafız da nefiste bulunan manaya delâlet eder. Nefiste bulunan ise dış dünyada mevcut olanın imgesi /misâlidir. Buna göre başlı başına var olmayan bir şeyin zihinde bir imgesi şekillenmez.
İçinizdeki hasedi ve kibri; göğsünüzü daraltan cimriliği ve düşmanlığı yok edin.
Şu dört şeyi yanından hiç ayırmaman gerekir: Akıl, adalet, sabır ve hayâ.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.