Bir kimse,şu 10 şeyi kendine farz bilmedikçe,tam vera sahibi olamaz.
Büyük arif İmam Rabbanî hazretleri (k.s) demiştir ki: "Bir kimse,şu on şeyi kendine farz bilmedikçe,tam vera sahibi olamaz.
1. Gıybet etmemek.
2. Mümine kötü zan beslememek.
3. Kimseyi kötü bilmemek ve kimse ile alay etmemek.
4. Yabancı kadın ve kızlara bakmamak.
5. Doğru söylemek.
6. Kendini beğenmemek için,Allah Teâlâ'nın,kendisine yaptığı ihsanları, nimetleri düşünmek.
7. Malını helâl yere harcayıp haramdan uzak tutmak.
8. Nefsi,keyfi için mevki-makam istemeyip bunları insanlara hizmet yeri bilmek.
9. Beş vakit namazı,vaktinde kılmayı birinci vazife bilmek.
10. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği iman ve işleri iyi öğrenip,kendini bunlara uydurmak.
Vera : Takvânın ileri derecesini ifade eden tasavvuf terimi.Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma.Kitabı okudu
SAADETİN BAŞI SÜNNETE UYMAKTIR
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurdular:
Allâhü Teâlâ, bizleri ve bizim gibi âciz müflisleri, Peygamber Efendimize (s.a.v.) tâbi olma devletiyle ve onun yolu üzerine daim olma nimetiyle rızıklandırsın. Sünnet-i seniyyeye uymanın bir zerresi, dünyevî bütün lezzetlerden ve uhrevî nimetlerden kat kat daha
Şah-ı Nakşibend k.s., "Kelime-i tevhiddeki 'lâ ilahe' ifadesi (kulların uydurduğu) maddi ilâhları yok etmek demektir. 'İllallâh' ifadesi ise hakiki mâbud olan Allah'ı ispat etmek demektir. 'Muhammedün Resûlullah' ise, kendini 'Bana tâbi olunuz...'( Âl-i İmrân,31) makamına ulaştırmaktır." der.
İmâm-ı Rabbânî k.s. der ki: "Lâ ilahe illallâh' zikrinden maksat, âfâkî ve enfüsî (dıştaki ve içteki) bâtıl ilâhları yok etmektir. Âfâkî ilâhlar, kâfirlerin bâtıl ilâhlarıdır; Lât ve Uzzâ gibi... Enfüsî ilâhlar ise nefse ait arzulardır. Nitekim Cenâb-ı Hak, 'Nefsini ilâh edineni gördün mü?' (Câsiye,23) buyurur. Şeriatın zâhirine göre iman için âfâkî ilâhların (putların) yok edilmesi yeterlidir. İçteki bâtıl ilâhların yok edilmesi için nefs-i emmarenin tezkiye edilmesi lazımdır. Ehlullahın yoluna girmenin sonuç ve gayesi budur."
Allah 'a kavuşmayı istemek
Imam-ı Rabbani hazretleri (k.s) şöyle buyurmuştur:
" İstemek kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da kavuşmanın başlangıcı demektir . Büyüklerden biri, "vermek istemeseydi istemeyi vermezdi " buyurmuş. İsteme nimetinin kıymetini bilip , bunun elden kaçmasına sebep olacak şeylerden sakınmak lazımdır. İsteğim gevşememesine ve ateşin sogumamasına dikkat etmelidir . Bu nimetin elden çıkmamasına en çok yarayan ilaç, buna şükretmektir.
Sayfa 21
İmâm-ı Rabbânî k.s'den Nasihatler
Ey oğul!
Dünya nedir bilir misin? Kadınlar, oğullar, mallar, şan, şöhret, liderlik, eğlence ve oyun gibi seni Hak Sübhânehû'dan uzaklaştıran ve O'na ulaşmanı engelleyen her şey dünyadır. Boş şeylerle meşgul olmak da dünyaya dahildir.
Amel işlerken,insanı zorluğa ve sıkıntıya götüren bir engelin bulunmasi yapılan amelin derecesini yükseltir.
Imam-ı Rabbani (k.s)
İmam-ı Rabbani K.s
İnsanlığın harap ve perişan bir devrinde şeriat meselelerinden herhangi birine takdir ve tatbik sahası açmak, bütün malını mülkünü Allah için fukaraya dağıtmaktan daha üstündür.
Sayfa 164Kitabı okudu
İmâm-ı Rabbânî k.s. mektuplarından birinde, bir müridinin derslerinde gevşekliğin baş gösterdiğini ve daha önceki manevi hazlardan geriye bir şey kalmadığını ifade etmesine binaen şunları söylemiştir:
"Ey dost! İki şeyde gevşeklik olmadıkça gam yoktur. Biri, şeriatın sahibi Hz. Peygamber s.a.v.'e tam tâbi olmak, diğeri ise şeyhe karşı muhabbetli ve ihlâslı olmaktır. Bu ikisi yerine getirildiğinde binlerce karanlık ve iç sıkıntısı peyda olsa da korkulacak bir zarar ve ziyan yoktur. Fakat bu iki şeyden birinde herhangi bir eksiklik meydana gelse -bundan Allah'a sığınırız- işte bu, zarar üstüne zarardır. Kişi huzur ve cem' halinde olsa dahi, bu istidracdır ve kötü bir akıbettir. Allah Teâlâ'ya bu iki hususun devamı için yalvarmalı ve bu iki şey üzerinde istikamet istemelidir. Bu ikisi işin aslı ve kurtuluş sermayesidir." م
Çünkü var olmak bir güzelliktir. Hatta bütün güzelliklerin başlangıcı ve kaynağıdır.
İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s)
Sayfa 35
