İmâm-ı Rabbânî (k.s)
Kimin gölgesi olduğunu bir bilsen , gam çekmezsin yaşasan veya ölsen .
"İhsan sahibinin kapısı çalınınca açılır. " İmâm-ı Rabbânî (k.s)
Reklam
İmam-ı Rabbani hazretleri (k.s.)
"Bu yolda mürşidin emirlerine sıkı sıkıya sarılmak ve onu mümkün olduğu kadar sevmeye çalışmak mürid için ilk şarttır."
Sayfa 156 - SEMERKANDKitabı okudu
İmam-ı Rabbânî (k.s) buyuruyor ki: Bir meselede on yedi yıl düşündüm diyor. On yedi yıl sadece tek bir meseleye kafa patlattı adam kuddise sirruhu. Kim için? Senin için, benim için. Ben sohbet dinlemiyorum, dinlesem de uyuyorum. Eee veyahut da ya amma da uzattı hoca vesaire falan filan şudur budur değil mi?
Gavs-ı Âzam (k.s.) "Fütûh'ul Gayb'ıyla bana bir Üstad ve tabib ve mürşid olduğu gibi, Îmâm-ı Rabbânî de (r.a.) " Mektubat'ıyla bir enîs, bir Müşfik, bir Hoca Hükmüne geçti. O vakit ihtiyarlığa girdiğimden ve Medeniyetin ezvâkından çekildiğimden ve hayat-ı içtimâiyeden sıyrıldığımdan pek çok memnun oldum. Allah'a şükrettim.
Yeni Asya Neşriyat
Reklam
"Ben mecbur muyum bana sunulan bizden olmayan kültüre? Ben bin senedir buradayım, bir geçmişim var Anadolu coğrafyasında! Benim hocalarım var, Imâm-ı Âzam, Imam Gazâli, Ahmed Yesevi, İmâm-ı Rabbâni (k.s) var. Eserleri gözümün önünde" diyeceğiz. - Hayati İnanç
İmâm-ı Rabbâni Ahmed-i Fârûki es-Serhendî (k.s), hicri ikinci bin yılın başında yaşayıp bu dönemde irşad vazifesini deruhte etmesi sebebiyle "müceddid-i elf-i sâni (ikinci bin yılın yenileyicisi)" diye de anılır. Tabakat kitaplarına göre bu lakapla onu anan ilk kişi, müridi Abdulhakim Siyalkâti hazretleridir (v.1067/1657). Tecdid ve müceddid fikrinin mesnedi ise, "Allah Teâlâ, her yüzyıl başında bu ümmete dinini tecdid edecek birini gönderir" (EbtDâvúd, Melâhim, 1) hadis-i şerifidir.
Hayati İnanç
Zor, imkansız demek değildir. Biraz gayret edeceğiz. Hakim kültüre fena halde ram olduk, tanınmaz hale geldik. "Ben mecbur muyum bana sunulan bizden olmayan kültüre? Ben bin senedir buradayım, bir geçmişim var Anadolu coğrafyasında! Benim hocalarım var, İmâm-ı Azam, İmam Gazâlî, Ahmed Yesevi, İmâm-ı Rabbânî (k.s) var. Eserleri gözümün önünde" diyeceğiz.
Kulluk vazifesinde kişinin niyetinin doğru olması yani sıdktan ayrılmaması gerekir.Niyetteki sıdk ise kişiyi ihlasa götürür. Niyet, sıdk ve ihlas ile bütünlük arz eder. İmâm-ı Rabbânî (k.s), niyetin önemine değinirken bunu elde etmek için Allah Teâlâ'ya yakarmayı öğütleyerek şöyle der: "Kişi niyetinin doğru olmasına, içinde nefsin bir arzusunun gizlenmiş olmamasına dikkat etmelidir. Niyetin doğru olması için Allah Teâlâ'ya yalvarmalıdır. Aciz bir kul ve boynu bükük bir halde olmalıdır. İşte o zaman niyetin hakikatine ulaşmak muhtemeldir." (265. Mektup)
Sayfa 17 - Doç. Dr. Saki ÇakırKitabı okudu
225 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.