"Dostumdan ziyade düşmanım benim için hayırlıdır. Çünkü dost, ayıplarımı örter ve beni eksik bırakır. Düşmanım ise noksanlıklarımı göstereceğinden beni olgunlaştırır."
İmam Şafii (rh)
İmam Şafii, İmam Malik'in rahimehumullah talebesidir. Şöyle
der: 'Ben Malik'in huzurundayken Muvatta'nın1
yapraklarını
öyle dikkatli bir şekilde çevirirdim ki, hışırtısı Malik'i rahatsız
etmesin' İmam Şafii bu edebi İmam Malik'ten öğrenmiştir.
İmam Şafii'nin talebesi Reb'i bin Süleyman der ki:
'Vallahi ben yıllarca Şafii'nin huzurunda iken Şafii'ye bakarken
kesinlikle su içmedim.' Yani İmam Şafii'ye olan hürmetinden
dolayı onun huzurunda su içmedim, diyor.
Abdullah bin Mübarek, Sufyan bin Uyeyne'nin rahimehumul-
lah yanında iken kendisine bir soru yöneltiliyor. Abdullah
bin Mübarek soruya cevap vermiyor. Sufyan bin Uyeyne:
'Ey Abdullah bu insanlar sana soru soruyorlar, onlara ce-
vap ver' dedi. İbni Mübarek de: 'Hayır. Biz büyüklerimizin
yanında konuşmaktan menedildik.' diye karşılık verir. Çünkü
Abdullah bin Mübarek, Sufyan bin Uyeyne'yi kendisinden
üstün görürdü.
Her ne kadar İslam toplumunda astrolojiyi bir kehanet aracı olarak kullananlar olduysa da bu hiçbir zaman dinde meşruluk zemini kazanamadı. Gerek Farabî ve İbn Sina gibi filozoflar gerekse İmam Şafiî* ve İmam Eşarî gibi hukukçu ve kelamcılar astrolojiye karşı çıktılar. ** Bu çerçevede İbn Arabî de —kitapta görüleceği üzere— astrolojiye bir kehanet aracı olarak değil İlahî takdirin kozmik işaretleri olarak yaklaşmıştır.
* Taşköprüzâde şöyle der: "Ve dahi malum ola ki ulemanın büyük çoğunluğu mutlaka ilm-i nucûmu haram kabul etme yoluna gitmişlerdir. Bazıları da yıldızlar bizzat müessirdir diye itikad eylemek haramdır demiştir. Hz. İmam Şafiînin şöyle dediği zikredilir. Eğer müneccim itikad ederse ki Hakk Taala'dan gayru müessir yoktur. Lakin Allah'ın âdeti bunun üzerine caridir ki yıldızların şu şekilde hareketi ve konumu olsa şöyle haller vuku bulur. Amma her halde müessir yine Huda-yı Müteal'dir. Böyle düşünmekte benim katımda sakınca yoktur. O halde reddolunduğu yerlerde hakiki müessir yıldızlardır diye inanmaya karşı çıkılmıştır. ibn Sübki Tabakat-ı Kübra'sında böyle zikr eylemiştir. (Mevzuatı 1/363.)
** Astrolojiye yapılan itirazlar hususunda bakınız; Aydın Sayılı, The Observatory in Islam Ankara, 1988, s, 30-35.
İç huzurumuzu arttıracak deneme türünde olan, okurken altını çok fazla çizip not aldığım, kendimden de pay biçtiğim güzel bir eserle karşınızdayım. Yazar hem kendi küçüklüğü hem kendi kızının küçükken yaptığı aktiviteleri, hatıraların zamanla bize olumlu olumsuz nasıl bir etkide bulunduğunu anlatmış. Bunun yanı sıra tasavvuf, kısa hikâye, ayetler içeren, ahir zamanda yaşadığımız şu dönemlere ışık tutacak nitelikte olan, ruha iyi gelecek bu eseri siz kıymetli kitap dostlarıma tavsiye ederim.
Bir işi farkında olmadan yapmakla ne çok şeyi kaçırırız. Bir şeyi farkında olup yapmakla ne çok şey değişir, dönüşür. Hatırlamak, dinlemek , konuşmak, susmak, gülmek, sevmek, yürümek, temel fiilidir insan olmanın; bunları bilinçli yapmak bizlere neler öğretir ve öğrendiklerimiz, hayatımızı nasıl etkiler?
Gerisini merak ediyorsanız hepsinin cevabı kitapta
İlmiyle amel edemeyen yine ilim öğrenmeli.
Bu dünya ağlama pazarıdır. Akıttığın gözyaşını satamazsın ama akıttığın her yaşın bedelini ödersin.
Erkek övgüyle, kadın ilgiyle, çocuk sevgiyle beslenir.
Elma bahçesi orada duruyor unuttuğum masum bir dua bütün dualarımın özeti oluyor.
Konuşmak sorumluluk almaktır susmak ise sorumluluğun bilincinde olmaktır.
İnsan diyorum birbirini utandırmamalı ve birbirinden utanmamalı fitne uykuda uyandırmamalı...
Cahille karşı karşıya geldiğinde susmalısın. İmam-ı Şafii (r.a) Bir delille kırk âlimi susturdum ama kırk delille bir cahili susturamadım.
İnanmak her koşulda insanı kahraman yapar.
Anne SözüSadiye Erol Aykaç · Nesil Yayınları · 2023101 okunma
Hikmetler için koca kitaplar okumaya ne hacet,
Mısralara, dizelere de sığarmış onca fazilet... İnsan kitabı okuyunca "Nasıl insan olunur ?" ve daha mühimi "Nasıl insan ölünür ?" ögreniyor. Allah azze ve celle İmam Şafiî' ye rahmet etsin.