Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Olmazlara meylim var..
Hüzünlerim vardı. Çok şey istemedim. Biraz sevgi istedim, yudum yudum içmek için. İmkânsızı istedim.
Sayfa 66 - KapıKitabı okudu
Reklam
Senin o anlatılması imkânsız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur... Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikûlade baş dönmesini bulurum. Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getirtirim. Sana dert, sana ağırlık, sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş... Hepsi. En çok da en ilk de Leylâ-sın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini...
Senin o anlatılması imkânsız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur...
senin o gözlerin var yaa...
"Senin o anlatılması imkânsız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan."
Ama bu cehennem kıvılcımı, hasta ve bencil "püflemeler"le böyle ikide bir sönmek tehlikesi geçirecek mi? Bence ve benim yönümden bu imkansız. Sana da güven ve sevgim, gerçekten matematiğin değil, şiirin diliyle SONSUZ... Ama. Bir "ama" var, psikolojik yapının zorunluluğu olan "etkilenme"den endişe edeyim mi?
Reklam
O "ama" olmamalı...
Hiç şüphesiz, dostluk ya da yakınlığımızın adeta benzersiz ve tek oluşu, özel ve çok itinalı davranışlar ister. Ama bu cehennem kıvılcımı, hasta ve bencil "püflemeler" le böyle ikide bir sönmek tehlikesi geçirecek mi? Bence ve benim yönümden imkansız. Sana da güven ve sevgim, gerçekten, matematiğin değil, şiirin diliyle SONSUZ... Ama... Bir "ama" var, psikolojik yapının zorunluluğu olan "etkilenme" den endişe edeyim mi?
Sonrasını biliyorsun. SEN GELDİN. Kimselere kendi adıma kinim, nefretim yok. Sade insanoğlunun niçin bu kadar alçaldığını, , niçin bu kadar budala olduğunu hâlâ anlayamadığıma yanıyorum. Tesellim, umudum sendeyse bunda benim bir günahım yok. Senin o benzersiz güzel yüzün -sol yanağın çizikli- bütün irinli, frengili, içten pazarlıklı, hayın yüzleri unutturur. Onlar yoktur. Senin o anlatılması imkansız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur...
Senin o anlatılması imkânsız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur...
Sayfa 135Kitabı okudu
Senin o anlatılması imkânsız, dayanılmaz gözlerin, bütün kör, şaşı, şiş, alçak ve yere bakan gözleri bir kalemde kaldırır atar dünyadan. Hani geçen gün çektirip attığın çürük diş parçası var ya, işte ona, kurban etmeyeceğim tek kadın -ister Grace Kelly olsun ister Margarett!- yoktur... Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam, uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikûlade baş dönmesini bulurum. Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik, açgözlülük eder, seni üzerim. Aklıma gelmez ki seni usandırır, sana gına getirtirim. Sana dert, sana ağırlık, sana sıkıntı olurum. Nemsin be? Sevgili, dost, yâr, arkadaş... Hepsi. En çok da en ilk de Leylâ-sın bana. Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni. Ben cehennem çarklarından kurtuldum, üşüyorum kapama gözlerini...
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.