“Çocuğun doğru eğitimi için aileden daha uygun bir kurum düşünmek çok zordur.” “Ebeveynler aynı zamanda iyi eğitimcilerse, çocuklarında başlayan hatalı gelişmeyi tanımak için gerekli bilgi ve beceriye sahiplerse, ayrıca düzgün eğitimle bu hatalarla savaşacak kadar donanımlılarsa en uygun kurumun aile olduğunu seve seve belirtebiliriz. Ne yazık ki ebeveynler ne iyi psikologlardır ne de iyi eğitimcilerdir. Günümüz aile eğitiminde çeşitli derecelerde patolojik aile egoizmi ana rolü oynuyor gibi görünmektedir. Bu egoizm, ebeveynlere kendi çocuğunun özellikle kültürlü olması gerektiği, başka çocuklara zarar verse bile olağanüstü bir çocuk olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesini aşılamaktadır. Bu nedenle evdeki eğitim çok büyük hatalar yapmakta, çocukları herkesten üstün olmaları gerektiği, kendilerini herkesin üzerinde değerlendirmeleri gerektiği gibi yanlış fikirlerle yetiştirmektedir. Babanın liderliği üzerine kurulmuş hiçbir aile kurumu bu düşünceden ayrılamaz. Otoriter eğitimin en büyük dezavantajı çocuğa güç ideali sağlaması, güce sahip olmanın getirdiği zevkleri göstermesidir. Tüm çocuklar hüküm sürmek için susamaya başlar, güce ulaşmak için hırslanıp orantısız derecede kibirli olurlar. Artık her çocuk zirvelere tırmanmak, saygı görmek ve eninde sonunda çevrensindeki en güçlü kişide gördüğü gibi, diğerlerinin kendine boyun eğmesini, önünde diz çökmesini ister. Bu hatalı düşüncelerin kaçınılmaz sonu ebeveynlere ve dünyanın geri kalanına düşman olmaktır.”
“Ne istediğinize karar verin ona sahip olabileceğinizi inanın. Onu hak ettiğinizi inanın ve sizin için mümkün olduğuna inanın. Sonra her gün gözlerinizi birkaç dakikalığına kapayın ve istediğiniz şeye sahip olduğunuzu hayal edin, ona sahip olmanın hissini yaşayın. Sonra sahip olduklarınıza minnet duymaya odaklanın ve bunun keyfini sürün. Gününüzü yaşamaya başlayın ve gerisini evrene bırakın. Evrenin istediklerinizi gerçekleştirmenin bir yolunu bulacağına güvenin.”