İnanç şaşaalı bir şey bekler ve gerektiğinde onu icat eder. İman ise, sıradan göz ve kulak için sıra dışı hiçbir şey yokken görmekten ve işitmekten ibarettir. Dokunmadan görmeyi ve işitmeyi bilir..
Allah'ım! Bana dürüst bir îmân, sonrası küfür ve inkâr olmayan kesin inanç anlamında bir îmân isterim ki, bu sayede hem dünya ve hem âhiret hayatında Senin cömertliğinin şerefine ereyim dilerim.
Allah'ım! Hüküm verileceği sırada Sen'den kurtuluş beklerim, şehîdlerin makamını dilerim. Mutlu ve said kullarının yaşantısını isterim. Düşmanlarına karşı üstünlük ve peygamberlerine arkadaşlık dilerim...
"Halk yığınlarının imânı ipe vurulan bir düğüm gibidir."
İmân, manevî keşif ve göğüs inşirahi olmadan sadece telkin ve taklit yoluyla kalbin tasdikte bulunmasıdır. Bu havass denilen seçkin kişiler dışındaki halk yığınlarının hatta bütün insanların imân şeklidir. Bu inanç bir ipe vurulan bir düğüm gibi kalbe vurulan bir düğümdür. Bazan çok sağlam, bazan güçlü, bazan zayıf ve bazan da gevşek olabilir.
Sayfa 270 - 1.CiltKitabı okuyor
Para her şey olmamalı
Ziya Paşa'dan:
Îmân ile din akçedir erbâb-ı ginâda,
Nâmûs u hamiyyet sözü kaldı fukarâda.
Günümüz Türkçesiyle manası: İnanç ve din zenginlerde akçe oldu, Namus ve hamiyet, namusu korumak için gösterilen gayret sözü fakirlerde kaldı.
Cennet ve Cehennem de insanların amellerine göre yaratıldı. İman edip iyi işler yapanlar Cennete, iman etmeyenler Cehenneme gidicek ve hepsi orada sonsuz kalacaktır. Hiç kimseye zulmedilmeyecek, orada herkes yaptığının karşılığını görecektir."
Sayfa 54 - Babıali kültür yayıncılığı 1.BaskıKitabı okudu
