Başıma gelenlere bir felaket gözüyle bakmadığıma sizleri bile inandıramazken başkalarını inandırmak çok zor olacak. Hatta beni kehanet sanatında kuğulardan daha aşağı görüyorsunuz sanırım. Her zaman güzel öten kuğular, ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde, belki de hizmetinde bulundukları tanrının yanına gideceklerine sevindiklerinden, daha çok ve daha güzel ötmeye başlarlar. Ama insanlar ölümden korktukları için kuğulara iftira atarak, üzüntülerinden öttüklerini, yaklaşan ölümleri için ağıt yaktıklarını söylerler. Oysa genel inanışa göre kederlerinden öttükleri varsayılan bülbül, kırlangıç ve ibibik gibi kuşlar da dâhil olmak üzere, hiçbir kuşun aç olduğunda, üşüdüğünde ya da başka herhangi birsıkıntı yaşadığında ötmediğini hiç akıllarına getirmezler. Ben aslında diğer kuşların da kuğuların da kederlerinden öttüklerini sanmıyorum. Kuğular Apollon'un kutsal kuşları olarak kehanette bulunma yetisine sahip olduklarından, Hades'in güzelliklerini önceden sezerler ve o gün hayatlarının en mutlu anını yaşayarak mutluluklarından öterler. Ben de kuğularla aynı tanrıya hizmet ettiğime, efendimizin kehanet sanatına en az onlar kadar hâkim olduğuma ve hayattan ayrılırken onlardan fazla keder duymayacağıma inanıyorum. Bu yüzden, Atinaliların görevlendirdiği on bir görevli müsaade ettiği sürece istediğinizi söyleyebilir, istediğinizi sorabilirsiniz.