Bırak isteyen istediğine inansın veya inanmasın. İnsanların inançlarıyla veya inançsızlıklarıyla uğraşma, kimseye kendi fikrini dayatmaya çalışma. İnanmak ve inanmamak veya istediği gibi inanmak, özgürlük alanıdır. Sen kendinle uğraş.
“Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde beyin nefes alamaz müdür bey! Düşünmek, hayal etmek, tartışmak hatta, inanmak veya inanmamak bile sınırlandırıldığı için beyinler ya gidiyor, gidemeyenler de...”
"Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde beyin nefes alamaz müdür bey! Düşünmek, hayal etmek, tartışmak hatta, inanmak veya inanmamak bile sınırlandırıldığı için beyinler ya gidiyor, gidemeyenler de..."
1. Allah’ın varlığında tereddüt
2. Allah’ın ülûhiyet istihkakına ortak koşmak
3. Allah’ın cisim olduğunu sanmak
4. Allah’ı cisim icaplarından biriyle vasıflandırmak
5. Allah’ı zaman kaydı içine almak
6. Allah’ı mekan kaydı içine almak
7. Allah’ın ezeliyetini ve ebediyetini inkar etmek
8. Annesi ve oğlu olduğunu, doğurulmuş ve doğurmuş bulunduğunu
Bergman, Luteryen bir papazın oğlu olmasının getirdiği disiplinli ve katı bir aile ortamında büyümenin etkilerini filmlerinin çoğunda gösterir. Buna bir de dinin derinlikli sorgulanması eklenince filmleri bir başyapıta dönüşmüştür. Örneğin ‘Yedinci Mühür’ (1957) filminde “Benim tüm hayatım manasız bir arayışmış.” diyen şövalyenin sorgulayışı, gerçek hayatta Bergman’ın hakikatte söylemek istediğidir. Hayatı boyunca Tanrı’ya inanmak veya inanmamak arasında gelgitler yaşayan sanatçının bu iç çatışması, içine girdiği dini bunalımdan kaynaklanır. Nitekim filmlerindeki kahramanlar, bir türlü teslim olmayı başaramazlar. Onun “Winter Light / Kış ışığı” (1962) adı verilen filmi böylesi dini bunalımların melankolilerin ve Tanrı temasının derinlemesine işlendiği bir başyapıttır.
Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde beyin nefes alamaz müdür bey! Düşünmek, hayal etmek, tartışmak hatta inanmak veya inanmamak bile sınırlandırıldığı için beyinler ya gidiyor, gidemeyenler de …