Inceden Inceden Yorumları ve İncelemeleri - 1000Kitap

256 syf.

Puan vermedi

Beğendi

Tavsiyeler

Sabahattin Ali'nin, psikolojik tahlillerinin nirvanaya ulaştığı ve bu yolla birtakım aydın geçinen asalaklara sağlı sollu giydirdiği güzel kitabı. Bilumum sosyal mecralarda da kendilerinden bolca bulunan bu lümpen arkadaşların okumasını şiddetle tavsiye ederim, böylece dışardan ne kadar gülünç durduklarını görürler belki. Yazar Bedri'yi Harbiye'deki o alem gecesinde öyle güzel konuşturmuş öyle inceden geçirmiş ki lafları, takdir etmemek elde değil. Kürk Mantolu Madonna'ya kıyasla akış biraz daha zayıf olabilir ama hayatın içinden verdiği anekdotlar ve davranış analizleri çok daha iyidir.

İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,7bin okunma

Seda

@sedadnz·

15 Ekim 2020 23:21

124 syf.

Puan vermedi

Godot'yu Beklerken

"Godot'yu Beklerken", Postmodernizm ve Absürdizmin en büyük temsilcilerinden hatta kurucularından sayılan Samuel Beckett'in 1949 yılında kaleme aldığı, 1952 yılında yayımlanan ve ilk defa 1953 yılında Paris'te sahnelenen tiyatro oyunudur. Veriler, Absürd tiyatronun, hakkında en fazla inceleme yapılmış olan tiyatro oyununun bu olduğunu

devamını oku

Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 20008,1bin okunma

Reklam

İsmail

@_garip_·

14 Ekim 2020 17:28

325 syf.

· Kitabı okudu

9/10 puan verdi

Beğendi

Kitabı okurken bir insanın ne kadar yalnız olabileceğini fark ettim. Algernon'a Çiçekler belki de bana yalnızlığı bu kadar inceden nakşeden bir kitap oldu. Umarım bu kitabı okursunuz ve düşüncelerinizi bir şekilde benimle paylaşırsınız. Hatta belki de sizinle Charlie hakkında sohbet bile edebiliriz?

Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515,3bin okunma

Şiir Ceketli Adam

@Siir_ceketli_adam·

11 Ekim 2020 11:25

170 syf.

· Kitabı okudu

10/10 puan verdi

Beğendi

Timsah

Merhaba... Timsah Dostoyevski’nin 1860’ta bir hayli fantastik kıvamda yazdığı uzun öyküsü. Bilindik Dostoyevski tarzından çok daha farklı bir çizgisi var Timsah’ın ancak tamamlanmış bir öykü değil. Devlet memuru İvan, yıllardır hayalini kurduğu dünya turuna çıkmak için para biriktirir. Tura çıkmadan bir gün önce karısı, kızı, kızının talibi ve arkadaşıyla beraber gezmeye çıkarlar. O sırada sergilenmesi için şehre getirilmiş canlı timsahı görmeye giderler. Olanlar olur ve meraklı İvan kendini timsahın midesinde bulur birdenbire. Timsahın midesinde dışarıda olup bitenleri duyabiliyordur İvan ve aslında halinden pek de şikâyetçi değildir. Büyük ilgi çeken bu olay sayesinde herkes karnında İvan olan timsahı görmeye gelir. İvan artık ünlüdür… Yabancılaşma, gerçeklikten kopuş, içerden dışarıya bakma gibi birçok durumu sorgulayabiliriz Timsah ve İvan sayesinde; hem de o inceden, estetik kara mizah penceresinden.

Timsah - Gülünç Bir Adamın Düşü - Uysal Bir RuhFyodor Dostoyevski · Sosyal Yayınları · 2002428 okunma

Burcu Ün

@burcu__un·

10 Ekim 2020 18:32

204 syf.

· Kitabı okudu

Puan vermedi

Okudum Bitti Notum:8.7/10 Merhaba Corona ile mücadele ettiğimiz dönemlerde İroni niteliğinde dolu dolu bir kitapla geldim. Kalemini çok merak ettiğim Metin Uca’nın kitabını okurken hem tebessüm ettim hemde halimize üzüldüm. Hem bilgilendirici hemde böyle ciddi bir konuda bile güldürmeyi başaran eşsiz kalemlerden birisi. Öyle doğru tespitlerde bulunmuş, öyle doğru yerlere parmak basmış ki hem düşündürüyor hem de inceden inceye lafını söylüyor, eleştiriyor! İçerisinde çizimlerin, şiirlerin, alıntıların, fotoğrafların ve bilgilerin bulunması kitabın içeriğine katkı sağlamış ve zenginleştirmiş. Kitabı okurken ne çabuk unutmuşuz dedim 3-4 gün sokağa çıkma yasaklarımızı, ölen binlerce insanı... Virüsün yanı sıra hastalığı dikkate almayanlarla da mücadele ettiğimizi ne güzel vurgulamış Benim çok severek, beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Hatta izlediğim, okuduğum haberlerden virüsle ilgili her şeyi bildiğimi sanırken ne çok yeni bilgi öğrendim. Kesinlikle herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Neleri doğru neleri yanlış yaptığımızın başarılı bir örneği niteliğinde Yeni kitaplarda görüşmek üzere

Tanrı Vermiş Pırasa Hiç Yenir mi Yarasa!?

Metin Uca

Tanrı Vermiş Pırasa Hiç Yenir mi Yarasa!?Metin Uca · İnkılap Kitabevi Yayınları · 2020109 okunma

Dilan Krc

@Dilannkrc·

05 Ekim 2020 23:13

124 syf.

Puan vermedi

Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar Kemal’in yine buram buram Anadolu kokan hikayelerinin yer aldığı, sürükleyici, masalsı bir aşk hikayesi. Ağrı dağı ve Küp gölü’nün efsunlu betimlemeleriyle başlayan hikayede, gücün, muradın ve özgürlüğün temsilcisi olan Kır atın gelip Ahmet’in kapısında durması ile olaylar gelişir. Bir saray atı olan Kır at üç kere bırakılır ama üçünde de gelip Ahmet’in kapısında durur. Bundan sonra at geri verilmez çünkü at Tanrı’nın bir hediyesidir, kaderin yazgısıdır. Çünkü Ahmet’in yolu Gülbahar’a çıkacaktır. “Gülbahar orta boylu, dolgundu. Duru, açık bir teni vardı. Buğday benizliydi. O, kızkardeşlerinden başka türlüydü. Ağrıdağı kadınları gibi üst üste dökmeli fistanlar giyer, saçlarını kırk örgü yapardı. Gerdanlığı altındı. Ayak bileklerine Ağrıdağı kadınları gibi altın, inci, zümrüt halhallar takardı. Çok zekiydi. Az konuşur, hep inceden gülerdi. Öteki kardeşleri erkek olsun, kız olsun, saraydan çok az dışarı çıkar, çok az halkın arasına katılırlardı. Gülbahar böyle değildi. O, hep halkın arasındaydı.” ''...şu insanoğluna akıl ermez, diyordu. Bir incecik kavaldan koskoca, kükremiş bir dağ çıkarıyorlar, diyordu. Şu insanlar, şu dünyada var oldukça her şeye akıl erdirecekler, kartalı uçuşuna, karıncanın yuvasına, ayın, günün doğuşuna, batışına, ölümüne, kalıma, her şeye akıl sır erdirecekler. Karanlığa ışığa, her şeye, her şeye akıl erdirecekler, tek insanoğluna güçleri yetmeyecek. Onun sırrına ulaşamayacaklar.'' Kısacık sürede okunacak mini bir Anadolu efsanesi. Keyifle okuyun

Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,7bin okunma

Reklam

Iam Bibliophile

@IamBibliophile·

05 Ekim 2020 12:38

252 syf.

· Kitabı okudu

Puan vermedi

Şemspare

Karafir gökyüzü bazen; kasvetli bulutlar kaplat semayı, Hayatın fitilli düfâğâi11âşif9 sohbetler bildikleşir, içimizde birikir yalnızlık hissi, Nasıl özleriz güneşi o zaman, griler içinde aradığımız bir tutam renk demeti. Peri tozu gibi, inceden. Gönülden yazılmış her roman, her hikâye, her kelime —Bir Şemsparedir... Güneş parçası... Düşer omuzlarımıza, kar tanesi gibi usulca, yağmur gibi yıkar ruhumuzu, arındırır tozdan kirden tekdüzeliklerden... Şemspare... (Arka Kapak)

ŞemspareElif Şafak · Doğan Kitap · 20184,551 okunma

mtnarife

@mtnarife·

04 Ekim 2020 19:04

168 syf.

· Kitabı okudu

9/10 puan verdi

· Ne Okusam'dan

Bir günlüğüne olduğum yerden çok uzağa gittim. Başka bir hayatın içimdeydim yine. Cengiz Aytmatov’un kaleminin gücüydü bu. Yaşadığın yerden tamamen sıyrılıp onun anlattığı yere,zamana gitmek,olaylara birebir şahit olmak, karakterleri izlemek, her birini ayrı ayrı anlamak hissetmek... Israrla belirttiğim gibi yine belirtmek istiyorum, biz okurlar eser üzerine bir şeyler yazıp çizerek çoğu zaman yazara ve esere haksızlık ediyoruz. Ancak Cengiz Aytmatov’un dehası karşısında bir şeyler söylemeden durmak da mümkün değil. Onu övmeden geçmek mümkün olmuyor, yere göğe sığdıramıyor insan. Beyaz Gemi’ye gelince asla öyle okuyup, rafa kaldırıp unutulup gidecek bir kitap değil. Sanıyorum uzun bir süre hep benimle varolacak. Destan tek başına muazzamken, Cengiz Aytmatov yaratıcılığıyla birleşince insanı sarsan, duygudan duyguya atan, düşündüren, sorgulatan bir esere dönüşüyor. Kahramanların, olayların, isimlerin her şeyin gizli bir anlamı var. Kimileri sadece olay örgüsüne bakıp, sonu beğenmese de, yazar Beyaz Gemi ile öyle şeylere vurgu yapıyor, inceden inceden öyle mesajlar veriyor ki... Tabi ben bunları burada ifade etmeyeceğim çünkü herhangi bir okurun bir eserle ilgili değerlendirmesini okumak eseri okumanın yanında koca bir hiçtir. En kısa zamanda bu eserle tanışmanız temennisiyle.

Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,8bin okunma

Demet sağlam

@Ertdy·

04 Ekim 2020 15:11

490 syf.

· Kitabı okudu

Puan vermedi

16 günde okudu

" Ben yalnızca yürürken düşünebilirim. Durduğumda düşüncelerim de durur, benim kafam bacaklarımla hareket eder." diyen Rousseau'nun alıntısıyla başlıyor vıı. bölüm. Bu cümle sanki Mevlut'ün ağzından dökülmüş, ruhunu yansıtmış. Özellikle İstanbul'da yaşayan, bu şehrin bugünkü haline nasıl geldiğine küçük de olsa şahit olabilen her okuyucunun ruhuna bir İstanbul tarihi işliyor kitap inceden. Ama Mevlüt kafasında bulunduğunu düşündüğü tuhaflıklarla, Rayiha'ya duyduğu aşkla; değişen düzene, yaşama derinden bir "Bozaaa" diye seslenerek direnmesiyle çok özel bir insan. Bittiğinde yüzünüzde gülümseme bırakan kitplardan Kafamda Bir Tuhaflık. Keyifli okumalar...

Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma

Geri 198100 İleri

1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.

zeze

Seda

İsmail

Şiir Ceketli Adam

Burcu Ün

Dilan Krc

Iam Bibliophile

mtnarife

Demet sağlam