Belki de bugüne kadar bu kadar sadakat dolu aşk ve sevgiye dayalı bir kitap okumamış olmalıyım diye kendime sorduğum birkaç cümleyle kitabı okuyup tamamlamış bulunmaktayım.
İlk sayfalardan itibaren sizi saran ve derin güven ve sadakate ulaştıran en sevdiği diğer yarısı yokken bile hayattaymış gibi her zerresine kadar yaşayan bir adam Şükrü Erbaş.
Gerçekten insanın sessizce yaşama kavramı nedir ki?
Biz insanlar sessizce neden yaşıyoruz?
Yaralıyız.. hem de çok derinlerden en sevdiklerimizden, en sadık olduğumuz, bağlı olduğumuz insanlara duyulan özlemlerle yaşıyoruz.. büyünün bozulmasından, anlık olarak her an her şeyi mahvetmekten korkarak yapıyoruz belki de bunları ya da sevdiklerimizi herkesten ve her şeyden koruyup en değerli kutuya koyup saklamak ve kimsenin ulaşmaması için yaptığımız bir savunma mekanizmasıdır kim bilir..
Sevgi bu değil mi? Gözünden sakındığın, kalbinin en derinliklerine onu koydugun ve hayatını ona adadığın kişiye duyulan derin duygu. Kimimiz bu duyguyu açıkça dile vurur. Her an her yerde söyleyebilirken kimimiz de sözlerle değil yaptığımız davranışlarla onları belirtiriz. Kitapda bunun ikisine de yer veriyor. Sevgisini söylemekten de göstermekten de çekinmeyen biri.
Bir insan yokken nasıl bu kadar var olabilir, ya da bir insan varken onun varlığıyla kendi varlığınıza nasıl anlam katabilirsiniz? İşte kitap bunların cevabını bizlere veriyor.
(Bu benim ilk incelemem sürçü lisan ettiysem affola) Keyifli okumalar dilerim.
Kanlı Kartal, 
Kanlı Masallar, 
Ölümsüz, 
Karnavalın Efendisi, 
Ölüm Meleğinin Şarkısı şeklindedir.
Yine 
Craig Russell ve yine çok iyi
