n

n
@inciricim
•she/her• •intj 6w5 641 sp/sx chaotic neutral• •richard papen kinnie•
Sabitlenmiş gönderi
Öğrendiğimize göre Buda, acının arzudan kaynaklandığını ve arzunun kesilmesinin acının da kesilmesi anlamına geldiğini söylemişti. Bir şeylerin parçalanmamasını dilemeyi bıraktığınızda, parçalandıklarında acı çekmeyi de bırakırsınız.
Sayfa 280 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
88 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Rüyadaki Vuslat
Rüyadaki VuslatZekeriya İlhan
6/10 · 4 reads
n

n

, Updated the 2023 reading target.
2023 READING GOAL
2/25 books - %8 completed
2 books read
25 books
952 pages
0 reviews
133 quotes

Reader Follow Recommendations

See All
O aylarda ne yapmaya çalıştığımı, yaşamak istemeyen bir insanı yaşatmanın ne kadar zor olduğunu düşündüm. Ön­ce mantıkla giriyorsun (Uğruna yaşanacak bir sürü şey var), sonra suçluluk hissini yokluyorsun (Benim hatırım yok mu?), o sökmezse öfkeyi , tehditleri, yakarışları deniyorsun (Bak ih­tiyar bir adamım ben, yapma bunu bana). Ama bir kere ta­mam derlerse, azmettirici olarak senin kendini kandırma sürecin başlıyor, çünkü ona ağır geldiğini, yaşamayı hiç is­temediğini, var olmanın dayanılmaz ağırlığı altında ezildiği­ni görüyor ve her gün kendine tekrarlıyorsun: Ben doğrusu­nu yapıyorum. Onu istediğini yapmaya bırakmak doğanın ve aşkın kanununu çiğnemek demek. Atlıyorsun mutlu anların üzerine, kanıt olarak gözüne sokuyorsun -Bak işte bu yüz­den yaşamaya değer. Bu yüzden yaşamaya zorluyorum seni­ ama o bir an, diğer tüm anlan, anların büyük çoğunluğunu telafi edemiyor.
Sayfa 844 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
O ak­şam bulaşıkları topluyorduk, makineye koymam için uzattı­ğı kase parmaklarından kayıp düştü, yerde parçalandı. "La­net olsun!" diye bağırdı. "Çok özür dilerim Harold, çok sala­ğım, çok sakarım." Lafı bile olmayacağını söylememize rağ­men üzüntüsü giderek arttı, sonunda burnu kanamaya baş­ladı. "Jude" dedim ona, "olur öyle, ne üzülüyorsun?" Ama ba­şını salladı, "Hayır" dedi, "her şeyi berbat ediyorum. Neye elimi değdirsem kurutuyorum." Yerdeki kırıkları toplarken Julia'yla birbirimize baktık, ne diyeceğimizi bilemedik: Ver­diği tepki, olana kıyasla çok abartılıydı. Fakat tabağı duva­ra çarpmasından bu yana geçen aylarda birkaç olay daha ya­şanmıştı ve onunla geçirdiğim hayatım boyunca ilk kez ne kadar öfke dolu olduğunu, öfkesini bastırmak için her gün ne kadar mücadele verdiğini anlamıştım.
Sayfa 843 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Korktuğun biriyle gerçek bir ilişki yaşayabilir misin? El­bette yaşarsın. Ama yine de korkutuyordu beni çünkü güçlü olan oydu, ben zayıftım: Kendini öldürürse, kendini benden koparırsa yaşamaya devam edeceğimi biliyordum ama yaşa­mak bir görev haline gelecekti; o andan sonra hep açıklama­lar arayacak, geçmişi didik didik ederek hatalarımı bulacak­tım. Ve tabii onu ne kadar özleyeceğimi de biliyordum, çün­kü aramızdan ayrılışının provalarını yapmış olsa da ben bir türlü bunlara alışamamış, sarsıntısını kanıksayamamıştım.
Sayfa 842 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Rahat, samimi, güzel bir yemek­ti ama sessiz de geçti, bir ara başımı kaldırdığımda hiçbiri­mizin yemeklere dokunmadığını, ya tavana ya tabaklara ya birbirimize baktığımızı, farklı farklı düşünceler içinde olsak da hepimizin aklında tek bir şey olduğunu fark ettim.
Sayfa 839 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Soğuk ve sessiz tuvalette, eskiden kalma "Ya" oyu­nuna başlıyor kendi kendine: Ya hiç Luke Birader'in peşin­den gitmeseydim? Ya Dr. Traylor'ın beni almasına izin ver­meseydim? Ya Caleb'i içeri davet etmeseydim? Ya Ana'yı da­ha çok dinleseydim? Her soru beyninde zonklayarak devam ediyor. Ama başka yollara da sapıyor: Ya Willem'le tanışmasaydım? Ya Harold'la tanışmasaydım? Ya Julia veya Andy veya Malcolm veya JB veya Richard veya Lucien veya onca insanla tanış­masaydım: Rhodes ve Citizen ve Phaedra ve Elijah hiç gir­meseydi hayatıma? Ya Henry Young'lar? Sanjay? En korku­tucu sorular insanlarla ilgili olanları. En güzelleri de öyle.
Sayfa 835 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
İşte, diyor içinden heyecandan başı dönerek, Harold ona doğru yürürken bir kez daha, işte şimdi, şimdi işte. Harold elini kaldırıyor ve geceyi kapatacak sertlikte bir yumruk bekliyor, yarın sabah yatağında uyanacak ve bir süre bu anı, neler yaptığını unutabilecek. Ama aksine Harold'ın onu kollarıyla sardığını fark ediyor, onu itmeye
Sayfa 833 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Hastaneye yattığından bu yana, bir kişiyi kendisi için ya­şamaya ikna etmenin imkansızlığını biliyordu. Ama insan­lara başkaları için yaşamaları gerektiğini hissettirmenin so­runa daha etkili bir çözüm olacağını düşünüyordu; kendi gö­zünde en sağlam argüman buydu. İşin özünde, Harold'a borcu vardı. Willem'e borcu vardı. Eğer onlar onun yaşaması­nı istiyorsa, yaşayacaktı. O günlerde amacını bilemeden, bu­lanık sularda günlerini tüketse de, şimdi onlar için hayat­ta kaldığını, kendinden geçip onlar için çaba göstermesinin de gurur duyabileceği ender şeylerden biri olduğunu anlıyor. Neden hayatta kalmasını istediklerini bilmiyor; tek bildiği, onlar istediler, o da kaldı. Gitgide huzuru, hatta neşeyi bile baştan keşfetti.
Sayfa 820 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Hayatın anlamı var mı yok mu diye düşünmeyi, bir tu­zu kuru insan meselesi olarak, hatta bir ayrıcalık olarak gör­müştü hep. Kendi hayatını anlamlı bulmuyordu. Ama bun­dan da çok rahatsız değildi. Hayatının değerine dair dertleri hiç olmasa da, kendisi­nin ve daha bir dolu insanın yaşamaya neden devam ettiği­ni hep merak etmişti; bazen kendini ikna etmekte bile zorla­nıyordu, oysa daha milyarlarca insan aklının dahi almaya­cağı yokluklar, sefalet ve hastalıklar içinde yaşayıp gidiyor­du. Ama hiç vazgeçmiyorlardı. O zaman insanın yaşama ka­rarlılığı bir tercih değil de, evrimin eyleme geçiş şekli miydi?
Sayfa 820 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Willem'in onu cesur, yaratıcı, takdire değer biri olarak de­ğerlendirmesine bir türlü inanamamıştı. Willem bunları söy­lerken utanır, biri onu dolandırıyormuş gibi hissederdi. Kim­di Willem'in tarif ettiği bu insan? İtirafı bile Willem'in onun hakkındaki algısını değiştirememiş, hatta Willem'in saygı­sı azalacağına artmıştı ve bunun sebebini çözemese de var­lığından avuntu duyuyordu. İkna olmamasına rağmen, biri­nin onu değerli görmesi, hayatını anlamlı bulması ona de­vam etme gücü vermişti.
Sayfa 818 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Yaptığı saçmalığın farkında olsa da, canı yemek istemiyor. Yemek eylemi bile itici geliyor ona. İstek ve ihtiyaçların öte­sine geçebilmeyi arzuluyor. Hayatını ovula ovula ok başı gibi incecik kalmış bir sabun parçası olarak görüyor, her gün bir parçasının daha eriyip gittiğini hissediyor.
Sayfa 817 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Ama artık dik­katli olması gerektiğini biliyor: Öfkenin tadı diline geldi, kontrol altında tutması gerektiğinin farkında. Ağzından ısı­ran kara sinekler sürüsü gibi fırlamaya fırsat kolladığını hissediyor. Bu kadar öfkenin nerede saklandığını merak edi­yor. Nasıl yok edebilir bunu?
Sayfa 815 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Bu galerilerde çoğun­lukla "Kurbağa ve Murbağa"dan resimler var, dolaşırken re­simleri değil, bunları ilk gördüğü zaman yaşamakta oldukla­rını düşünüyor: JB'nin stüdyosundaydı, Willem'le daha yeni başlamışlardı, duygu yoğunluğuyla baş edebilmek için ikinci bir kalbi, ikinci bir beyni çıkacakmış gibi hissediyordu, haya­tının mucizesiydi.
Sayfa 808 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
Bu kattaki galeriler JB'nin ilk işlerine, hatta çocukluk çalış­malarına ayrılmış, pek çok çerçeveli çocukluk çizimi var, hat­ta birinde matematik sınav kağıdının üzerine kurşunkalemle sınıf arkadaşlarını çizmiş; sıralarına eğilmiş şeker yiyen, kuş besleyen sekiz dokuz yaşındaki çocuklar. Bunları çizeyim der­ken soruları çözmeyi unutmuş, sınavın tepesinde kırmızı ka­lemle koca bir sıfır, altında da bir not var: "Sayın Bayan Marion, sorunumuzu görüyorsunuz. En kısa zamanda ofisime bekliyorum. Saygılarımla, Jamie Greenberg. Not: Oğlunuz inanılmaz bir yetenek." Buna bakarken gülümsüyor ve uzun zaman­dır ilk kez gülümsediğini hissediyor.
Sayfa 806 - Doğan Kitap YayıneviKitabı okudu
845 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.