Gotik- gerilim bir romanın içine girmek isterseniz buyrun Biz Hep Şatoda Yaşadık.. Sayfaları çevirirken kapılar gıcırdıyor, bahçeye çıkarken çimenler hışırdıyor ve Mary Katherine konuşurken tüylerim diken diken oluyor. Shirley Jackson'ın mükemmel ters köşesi ve sosyolojik-psikolojik ruh tahlilleri insana hiç de 183 sayfalık kısacık bir roman okuduğu izlenimini vermiyor. Yüzlerce sayfalık hissiyatı kısacık ve tam tadında anlatmış. Şatodaki gizemi teninizde hissedecek kadar bir gariplik seziyorsunuz ama son sayfaya kadar tam olarak ne olduğunu öğrenemiyorsunuz. Tahmin edilebilir mi? Pek sanmam, eden olabilir tabi... Ama ben edemediğim için gerçekten sarsıldım. Etkileyici...