Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Intendantee

Fare: Bir yazar için küçük yaşta en iyi alıştırma nedir? M.: Mutsuz bir çocukluk. By-Line: Ernest Hemingway, p. 215
Reklam
Modern koşullarda aşk, iki kişinin birbirlerinin iyiliğini istemesine muhtaçtır, başka türlü yürümez.
Ötekine sadakat, insanın kendi benliğine olan sadakatine dayanıyorsa, daha sağlam durur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gönül isterdi ama sadakatin genel geçer bir tanımı yoktur. Kastedilen genellikle bedensel, cinsel sadakattir, Kant'ın bir defasında mükemmel tanımladığı gibi, iki kişi arasında "birbirlerinin cinsel hususiyetlerine karşılıklı malik olacaklarına" dair belirtik veya sessiz daimî mutabakattir. Ruhsal sadakat, yani iki kişinin birbirleri için hissettiklerinin onlara özel olması da önemlidir. Ama en önemlisi zihinsel sadakattir, her ne olursa olsun beraber olacağız kararlılığı, hayat sadakati.
Çiftler artik mahremiyeti ne zaman, nerede bulabilirler? Aşıkken bunun cevabı basittir: Her zaman ve her yerde. Sonrasında ise giderek 'her zaman değil, hele her yerde asla değil' cevabı geçerlilik kazanır. Konu,akşamdan akşama, bilinen o tüketici özetlerle müzakere edilir: "Ee?" "Yorgunum." "Hep yorgunsun zaten." Yokuş aşağı bir sarmal harekete geçmiştir: Cinsellik olmadığı için keyifler kaçar, keyifler kaçınca cinsellik olmaz.
Reklam
Aşk sadece iyi duygulardan değil iyi olmayan duygulardan da müteşekkildir, işin içinde keyifsizlik, güvensizlik, haset, kıskançlık, öfke, acı, hüzün, içerleme, bazen nefret veya nefretten doğan aşk da vardır, bazen iyi ilişkilerde bile olur bu
Modern çağda dikkatimize hiç durmadan dört bir yandan talip çıkar; bunun sonucu, dikkatin bin parçaya bölünmesi ve hiçbir insanın başka bir şeye veya başkasına ayıracak bir kaç dakikadan fazla zamanının olmamasıdır.
Cinsellikte dünyalar çarpışıyor: Erkeğin kafasında sahiden bir tek şey vardır, çabucak hedefe varmak ister, saldırganlasabilir de bu sırada, kadına daha konuşmak ister, iletişimcidir. Hepsi böyle değildir, bazıları değişik davranabilir. Devamında olanlarda da değişik davranabilirler, zira iki taraf uyuştuğunda da çelişkiler devam eder: Erkek çabucak doruğa tırmanmaya çabalarken kadın acelesiz olsun ister. Doruğa varırlarsa da değişik yollardan giderler: Erkek bunu kadının içine girerek, yani vajinal yaşar, kadınsa klitoral tatmini tercih eder, en azından anketlere bakılırsa kadınların çoğunda böyle görünmektedir. Erkek bunu bilirse, klitoral tatmine katkıda bulunacak bir şeyler yapabilir ama kadının kendisi de her zaman bilmez bunu, cinsel aydınlanma çagında bile bilmeyebilir. Sonrasında ise erkek uyumak ister çünkü onu tahrik etmiş olan testosteron tüketilmiştir. Kadınsa içinde aşırı doz testosteronun varlığını hisseder, uyanık hisseder ve tekrardan - konuşmayı ister. Burada uyuşmayan çok şey var, doğanın aklında ne vardi ki acaba? Belki de üreme için, sadece organların birbiririne denk gelmesini önemsemişti. Sevenler için ise birçok sey "geri kalanı" da uyumlu kılmaya bağlıdır: Güzel sevişmeden güzel insanlar çıkar, aşıklar ellerini korkak alıştırmamalıdırlar.
Birçok erotik deneyim ötekini görmeyle, onu görmeye doyamamayla (en azından bazen), onun sesini duymayla, onu koklamayla (ilişki, onun kokusunu alabildiğinizde başlamıştır zaten), onunla öpüşmenin tadını almayla, ona dokunmakla, dans ederken onla birlikte devinmeyle (altıncı bir duyu),onu içinde hissetmeyle (yedinci bir duyu) bağlantılıdır. Uzak mesafeden de işleyebilir bu: onu uzaktan görmek, telefonda sesini işitmek, bıraktığı bir kıyafet parçasını koklamak, öpüşünün tadını hayal etmek, gündüz düşlerinde ona dokunmak, bedenen orada değilken de devinimlerini algılamak ve onu içinde hissetmek, tahrik ve cezbedebilir insani.
Reklam
Aşkın kesintisiz haz ve hoşluk hissiyle dolu olmasını herkes ister ama hayat bunu karşılayamaz.
Aşıklar, karşılıklı birbirine nasıl hoşluk yapabileceklerini bulup çıkarmalı ve sürekli yeni denemelerle sınamalıdırlar. Leziz bir yemek olabilir, uzun bir sohbet olabilir kendini ona vererek şefkat göstermek olabilir, harikulade bir akşam olabilir, tutkulu bir gece olabilir, başka bir çok şey olabilir.
Tesadüfi şeyler düzeni seçen bir akıla itici gelirler.
Sadece dini öğretmenler değil, pedegoglar da insan ruhuna daha önce orda olmayan bir şeyi yerleştirmenin olası olduğunu varsayarlar. Ikna ve etki gücü bir gerçektir.
Birçok insan kendini tanımayı bilinç düzeyindeki ego kişiliğinin bilgisi ile karıştırır. Biraz ego bilincine sahip herkes kendisini tanıdığından emindir. Ama ego sadece kendi içeriğini bilir, bilinçdışını ve onun içeriğini bilmez.
578 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.