İşin ilginç yanı, kongreye katılan delegelerin en çok anlaşmazlığa düştüğü konu, Osmanlı kimliği meselesinin ana bileşenlerinden biri olan, 10 yıl sonra Enver Paşa'nın hâlâ çözülmediğine tanıklık ettiği (ve yine çözülmeden günümüze kadar gelen) Osmanlı-Batı ilişkisi meselesiydi. Anlaşmazlık yalnızca delegelerin Batı'nın Osmanlı'nın iç işlerine ne ölçüde karışmasının veya askerî müdahalede bulunmasının istendiği (veya kabul edilebileceği) konusunda fikir birliğine varamamasından kaynaklanmıyordu, aynı zamanda Batı'nın tek bir siyasi, sosyal ve kültürel mirası olmadığı da net bir şekilde anlaşılmıştı. Başka bir deyişle, reforma ilham kaynağı olabilecek farklı Batı kavramları vardı ve bu kavramlar her biri Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı bir sosyopolitik düzenleme öngören farklı farklı Osmanlı kimliği kavramlarına karşılık geliyordu. Dahası, 1902 Kongresi'ne katılan delegeler Ahmet Rıza'nın Comte'un pozitivizminden ile Prens Sabahattin'in sosyal bilim ve İngiliz liberalizminden mülhem sunduğu iki karşıt Batı kavramının birbiriyle bağdaşmadığını ve yalnızca eylem birliğini değil, görüş birliğini de imkânsız kıldığını net bir şekilde gördü.
Richard Doughty-Wylie
Uzun süre Türkiye'de hizmet etmiş, Ermeni olaylarında ve Balkan savaşlarında Türkleri desteklemiş bir isimdir. Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere karşı karşıya geldiğinde Yarbay olarak İngiliz donanmasının Royal Welsh Fusiliers alayında görev almıştı. Kara çıkarmasının devam ettiği 25 Nisan 1915 günü komutasındaki askeri birlik Seddülbahir'e çıkarma yapmış, birliğin önünde karaya çıkan Doughty "Türklere olan saygısını" göstermek için eline silah almamıştı. Ertesi gün 26 Nisan'da meydana gelen çatışmalarda Türk askerlerinin açtığı ateşle hayatını kaybetmişti.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Köle Ticareti
Taşınan 9.5 milyon kölenin yanı sıra, yaklaşık 2 milyon köle de bu yolculuklar sırasında ölmüştür. Köleliğin vahşeti Avrupa'da giderek daha fazla anlaşıldı. 18. yüzyılın ortalarında İngiltere'de dinî gruplar köleliğin yasaklanması için kampanyalar başlattılar. 1807 yılında İngiltere (ticaret yapan başlıca ulus), İngiliz tüccarlarına köle ticaretini yasakladı. Buna rağmen özellikle pamuk ve şeker talebinin yüksek olduğu Kuzey Amerika, Brezilya ve Küba'ya köle taşınması azalmadan devam etti. Ekonomileri köle ticaretine dayanan Batı Afrika liderleri, köleleştirmenin ve köle satışının durmasına direniyorlardı. Kölelik 1833 yılına kadar İngiliz İmparatorluğu'nda yasaklanamadı.
Sayfa 109
Vatanı satmak nasıl olur;
Vahidettin,30 Mart 1991'da, Danat Ferit aracılığıyla, 'kendi eli ile yazdığı bir tasarıyı' İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe'a Ulaştıracaktır özet şudur: "Osmanlı İmparatorluğu'nun 15 yıl müddetle İngiliz sömürgesi olması."
Kahire'deki Abbasilerden son halifenin, hilafeti Osmanlı Sultanı I. Selim'e devretmesi öyküsü ilk kez 1788de İsveç sefaretinde görevli Türk Ermeni'si ünlü bir yazarın Fransızca yazdığı meşhur kitabında zikredilmektedir. Ignatius Mouradgea adındaki bu yazaron İsveç'teki ado Baron d'Ohsson'du. Öykünün o sıralar ortaya
Berlin konferansı Yakın Doğuya istikrar getirmemişti. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Hristiyanlar kaynıyordu. İngiltere Kıbrıs'ı ele geçirmiş ve İstanbul'u "İngiliz himayesi altındaki serbest liman"a dönüştürme planını ciddi şekilde gündeme almıştı.
Sayfa 384 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.