"Arkadaşlar! Yeryüzünde türlü türlü halklar bulunduğunu söylerler: Yahudiler, Almanlar, İngilizler, Tatarlar. Ben buna inanmıyorum! Yalnızca iki halk vardır, iki bağdaşmaz halk: Zenginler ve yoksullar! Ülkeden ülkeye giyinişler değişir, diller de değişir. Ama zenginlerin yoksullara karşı davranışları değişmez. Halkın sefil yaşantısı da değişmez."
Sayfa 184
"Ey başkanlar! Bu halk güçsüz değildir ve verdiği mücadelede ciddiyet üzeredir. Bugün silahımız yoksa da biz bu halkı düşmanlarının elinden kurtaracağız. Biz ya izzetli olarak yaşamak ya da şehit olarak ölmek üzere Yüce Allah'a söz verdik." 29 Kasım 1947'de Filistin'in bölünmesine dair karar çıktı. Bunun üzerine Suriye'deki İhvan üyeleri bir gösteri düzenleyerek, Amerikan sefaretinin, Fransa ve Belçika temsilciliklerinin ve bölünme kararını destekleyen Komünist Halk Gazetesi bürosunun kapısını kırdılar. Üstad el-Bennâ, İhvan'ın vekili Mahmud Lebib'i Fütüvvet ve Necade grupları arasında anlaşma sağlaması üzere Filistin'e gönderdi. Ancak İngilizler onu tutuklayarak sınırdışı ettiler. Filistinlileri eğitmek suçuyla itham edilerek ele geçirilenler ya hapse atılıyor ya da idam ediliyorlardı.
Sayfa 70 - Hasan el-BennaKitabı okuyor
Reklam
Hüsamettin Bey, «İngilizler de nereden çıktı?» diye sordu. «İngilizler her yerden çıkarlar albayım, her yerde bulunurlar. Olayların dengesini sağlamak için muhakkak bulunurlar. Her şeyi onlara danışmak gerekir.»
Sayfa 266 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
O efsanelerden bir tanesi: Iğdırlı Hasan Onbaşı. Gazeteci İlhan Bardakçı 1972 yılında Kudüs'te karşılaşmış. Mescid-i Aksa'ya gittiğinde avlunun kenarında doksan yaşlarında, üzerinde eski bir asker üniformasıyla ayakta vakur bir du ruşla bekleyen birini görüyor. Bu sıcakta güneşin altında o elbiselerle neden beklediğini anlayamadığından
Çanakkale Savaşı'ndan sonra Atatürk, Güney Cephesi'ne gönderilir. Oradaki duruma bakar, "Arkadaşlar Sina'yı savunmak durumunda kalmayın, o kadar büyük gücümüz yok. Geri çekilelim ve Şam düzeyinde cepheyi kurup savunma yapalım" şeklinde bir değerlendirme yapar. Cemal Paşa kabul etmez, "Biz yeneriz" der ve
Çanakkale geçilmedi. Geçilemedi. İngilizler ellerinde kalan 134 bin asker, 14 bin at, 400 civarında top ve iki bin motorlu aracı tahliye etti, Gelibolu'dan çekildi. Mustafa Kemal o günü şöyle özetleyecekti: "Kaçtılar ve yalnızca konserve kutusu bıraktılar!"
Sayfa 67 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Kasım 2018, 6.BasımKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.