Filozoflara göre aşk nedir?
AŞK; -fransızca. amour, -almanca. Liebe’, -ingilizce. love. Bir kişiye ya da bir nesneye tutkuyla yönelme ve sevginin tutkulu biçimidir... Bazıları kadın ruhsallığıyla erkek ruhsallığının aşkta değişik, hatta karşıt tutumlar ortaya koyacak biçimde ayrı yapılarda olduğunu benimser. XII. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış olan bir destan ya da
İnsanın bazen sessiz çığlıkları olur. Susar, sustukça kafasının içindeki tüm problemler dillenir. Sustukça kendi düşünce selinin içinde boğulmaya başlar. Konuşmaya, anlatmaya, anlaşılmaya hali kalmaz. Bazen susmak kendi kendine boğulmak daha kolay ama çok daha büyük acılıdır. Sanki içinde boğazını, göğüs kafesini parçalayarak çıkacak bir şeyler vardır adı konulamayan en basitinden acı denilebilecek şeyler. Bir canavarın kafesinden kaçmaya çalıştığı gibi parçalar içini. Bir çözüm bir haykırış arar durursun yorgunsundur, elinden gelen tek şeye sığınırsın kendinden kendin olmaktan kaçmak. Bu kaçısların en güzel yoludur kitap okumak başka bir insan olup farklı bir hayat yaşamak için bir acil durum kapısıdır. Kendini unutur başka bir sen olursun, başka acılar heyecanlar mutluluklar için de bir başrol . Her şeyi noktalayan bir son ve yep yeni bir göğüs kafesinde başka bir başrol..
Reklam
İnsandır
İnsandır mazi yalandır sözleri perişandır insandır acılıdır insandır korku insandır irade insandır gözlerdir insandır utanmak insan kısacası yanlızdır Ama tek dayanağı Allah'a inanmaktır.... İNSANOĞLI BİR KARIŞ TOPRAĞI 3 KARIŞ TOPRAĞA SIĞAR
KABUĞUNU KIRMAK
İnsanları özgür doğan ve sonradan özgürlüğünü kazananlar olarak ikiye ayırabilirim. özgürlüğünü sonradan kazanan insanları zaten önemli olan her noktada görmemiz mümkündür. en iyi ceo'lar, en iyi yazarlar, en iyi yönetmenler, en iyi futbolcular sıfırdan, kabuğunu kırarak tepelere tırmanmış ve kendini gerçekleştirmiş insanlardır. kabuğunu kıran,
Ruha hitap eden yazıların beni sana bir adım daha yaklaştırıyor
Cem Mumcu
Cem Mumcu
mutluluğun resmini çizmişsin İstemelere yakın vermelere uzağız.Beklemelere çok uzağız.Geçmişin destanlarına, kahramanlarına, mutlu sona ulaşan aşklarının acıları da içeren dizgelerine çok ama çok uzağız.Elimizde sayısız haz “aplikasyon”uyla mutluluğu arıyoruz. Oysa mutluluk olan ve sonra biten bir şey değildir. Mutlu olmaya dair hamlelerle devam eder insan yaşamaya. Bu hamleler -özellikle de ‘özgür’sek- sanıldığından daha acılıdır. Trajediyi başından ayağına yememiş bir mutluluktan söz edemeyiz. İnsan ancak ihtişamlı bir trajedinin içinden süzülen bir mutluluk anına sahip olabilir.
Bu aşk değilse benim duyduğum nedir?
XII. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış olan bir destan ya da romanda Aucassin ile Nicolette’de şu satırları okuyoruz: “Erkeğin kadını sevdiği gibi sevemez kadın erkeği. Çünkü kadının aşkı gözündedir, memesinin ucundadır,ayak parmağının ucundadır; erkeğin aşkı gönlünün en derinlerine dikilmiştir, oradan çıkamaz da.” Bunun yanında aşkı sağlıklı
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.