İnsan her zaman yeni bir şeyler görmek istemiyor, bazen var olanı korumak, elinde olanın tuhaf, huzur veren alışkanlığıyla yaşamayı sürdürebilmek, belki yalnızca yetinebilmek istiyor.
Ferit EDGÜKitabı okudu
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Reklam
Tam Metin
(Çok uzun bir sessizlik) Ama senin dostların var. (Uzun bir sessizlik) Çok dostun var. Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
İmtihan...
Delikanlının biri bir gün başlamış aşkı aramaya. "Ben âşık olacağım." deyip sokağa çıkınca da insan tak diye âşık olamaz ki kardeşim. Olunmaz. Aşk çıkar gelir. Ve o anda yapabileceğin bir şey de yoktur. O hakikaten aşksa ona "hayır" deme şansın yoktur. Değilse senin herhangi bir "evet" deyişinle onu aşka çevirme
Gürültüleri duymamak güzel. Sürekli bir şeylerin yıkıldığı, yerine yenilerinin yapıldığı toza bulanmış bu şehirden bıktı. İnşaat sesleri, işçilerin bağrışları, yolları tıkayan hafriyat kamyonları, evlerin günbegün kesilen ışığı ve beton, beton, beton. İnsan her zaman yeni bir şeyler görmek istemiyor, bazen var olanı korumak, elinde olanın tuhaf, huzur veren alışkanlığıyla yaşamayı sürdürebilmek, belki yalnızca yetinebilmek istiyor. Ama zaman değişti.
Sayfa 61 - Can YayınlarıKitabı okudu
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Reklam
"Canı acıyınca acıyor demiyor insan, kahkahalar atmak isterken dudaklarının arasında bırakıyor neşesini. Sevince seviyorum demiyor, nefret ettiği insanların suratına bakıp gülümsüyor her gün. Sarılmak istiyor, kolları uzanmaz sanıyor. Şu dünya üzerinde en çok sevdiği kafanın üzerinde yetişen saçların arasına geçirmek istediği parmaklarını kusmak için boğazına iteliyor. Yürümek istediği kaldırımların üzerinde gezinmiyor ayakları asla, ardını görmek istemediği kapıları da çarpıp kapatmıyor ses çıkmasın diye... İçmek istemediği alkol yakıyor boğazını, bazen de karşısındaki dudaklardan dökülen zehir. Bugünlerde sözlükler hiçbir işe yaramıyor."
Sayfa 244 - Epsilon Yayınları, Alena DoranKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.