Savunmasız bir kadına, savunmasız bir insana işkence yapmak, o insanın namusuna, onuruna dokunmak değil de nedir? Namus denince akıllarına sadece iki bacak arası gelen bu Ortaçağ kafalı insanlar, namusun insan onuru olduğunu öğrenemeyecekler mi daha?
Sayfa 259Kitabı okudu
Bugünkü Latin Amerikan edebiyatının temel işlevlerinden birinin, sıklıkla iletişimi engellemek ya da iletişime ihanet etmek için kullanılan, istismar edilen sözü geri kazanmak olduğuna inanıyorum. "Özgürlük" benim ülkemde politik mahkûmların yattığı bir cezaevi, pek çok terör rejimine "demokrasi" deniyor; "aşk" sözcüğü insanla otomobili arasındaki ilişkiyi tanımlıyor ve "devrim"den yeni bir deterjanın mutfakta yapabilecekleri anlaşılıyor; "zevk" belirli marka yumuşak bir sabunun ürettiği bir şey ve "mutluluk" sosis yemenin verdiği bir duygu. "Huzur ülkesi", Latin Amerika'nın pek çok yerinde "sessiz mezarlık" anlamına gelir ve "sağlıklı insan" denince bazen "aciz insan" diye okumak gerekir.
Reklam
Soğuk Savaş’ın girift ideolojik ilişki ve çatışmaları bağlamında değerlendirildiğinde, Türkiye’de Soğuk Savaş konusundaki bilgi birikimi ve hâkim perspektif sadece tek yanlı değil, neredeyse tamamen siyasi askerî düzleme hapsolduğu için aynı zamanda tek boyutludur. Halbuki Soğuk Savaş ya da antikomünizmin gündelik hayatta yeniden üretilmesi
Sevgili Dost, Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken, acaba diyordum, acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba "İnsan" denince hatırlanıyor muyuz?
Mantık evliliği denince :))
"İnsan aklıyla değil kalbiyle sever."
İletişim yayınları
Eskiden ölümü ben başka türlü düşünürdüm, insan elli sene, altmış sene, hülasa istediği kadar gezer, koşar, eğlenir. Sonra, gözleri tatlı bir uyku ihtiyacıyla mahmurlaşmaya başlar. O vakit bembeyaz, temiz bir yatağa uzanır. Yeni başlayan uykuların hafif sarhoşluğu içinde gülümseye gülümseye sönüp gider. Güneşe karşı parlayan beyaz mermerler üstünde kucak kucak çiçekler... O mermerlerdeki küçük yalaklardan su içmeye gelmiş birkaç kuş... İşte ölüm denince benim gözümde böyle sevimli ve hemen hemen neşeli bir hayal uyanırdı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.