Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Daha yaşanılır olması için Nesli tükenmesi gerekirdi devlerin; Bir meteor yağmuru, bir kıyamet, Dünyada var olalı beri insan Hiçbir tercih, doğruya etmedi isabet. Cüssesinden küçük egosu, Hatası değildi dinozorların; Belki de bedduasıydı insana Yoksa haddini niçin aşsın? Daha yaşanılır olması için, Nesli tükenmesi gerekir Adem'in; Bir meteor yağmuru, bir kıyamet, Dünya var olalı beri görmedi böyle şiddet. Daha yaşanılır olması için, Diyor ki her din; kıyamet kopacak. Tanrı hatasından döndüğü gün, İşte bu olacak. İsmail Özmen
İyi insanlar bile egosu zarar gördüğünde hırsına yenilebilirdi.
Sayfa 282Kitabı okudu
Reklam
'' İnsan egosu ancak kibrinden yok oluşa düşme tehlikesini göze alarak tanrı benzeri bir konuma yükselebilir. Kırılgan, insan eliyle yapılmış kanatlarla gökyüzüne çıkan ama bu sırada güneşe çok yaklaştığından düşen Ikarus öyküsünün anlamı da budur. ''
Tüm hırsızlar arkalarında kartvizitlerini bırakır çünkü iş takdir edilmeye geldiğinde insan egosu, keşlerin eroine duyduğu açlığın aynından mustariptir.
İnsan egosu gelişimin kaynağı değil belki ama katalizörüdür..
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Reklam
Einstein milliyetçiliği “insan ırkının kızamık hastalığı" diye nitelendiriyor. Bu her zaman böyle değil -bazen basit bir soğuk algınlığıyla sınırlı kalabiliyor ama psikiyatrik anlamda bir grup narsisizmi, yani hak edilmemiş bir üstünlük iddiasıyla etrafta dolanan kocaman, ama kırılgan bir grup egosu eşliğinde yaşanan bir milliyetçilik çok tehlikeli olabiliyor. Narsist bir kişi gerçek dünyadan gelen küçük düşürücü bir sinyalle yüz yüze gelerek çileden çıktığında narsisizmin nasıl şiddeti tetikleyebildiğini hatırlayalım. Narsisizmi milliyetçilikle birleştirin, karşınıza siyaset bilimcilerin (kindar bir garez anlamında Fransızca bir sözcükle) ressentiment' diye adlandırdıkları ölümcül fenomen çıkacaktır: kendi milletinin ya da uygarlığının, aslında tarihsel açıdan yüce bir millet ya da uygarlık sayılmayı hak ettiğine, mevcut düşük statüsünün iç ve dış düşmanların kötü niyetleriyle açıklanması gerektiğine inanmak.
Sayfa 577Kitabı okudu
Bu metaforda tüccarlar maddeye belli bir düşkünlük gösteren, yalnızca parayla mutlu olunabileceğini düşünen insan tipini ifade eder. Atlet ise egosu güçlü, şan ve şeref peşinde koşan, her daim kendisini kanıtlama mücadelesi veren insanı gösterir. Filozof ise olup bitenleri anlamaya çalışan, insanları peşlerinden koşturan şey ya da güçlerin gerçek değerini kavrama çabasında olan, kısaca sadece insanları değil, bir bütün olarak hayatı anlamaya çalışan insanı ifade eder.
268 syf.
·
Puan vermedi
Daha önce "Raziye"sini okuduğum Melih Cevdet Anday'ın belki de en çok bilinen ve sevilen romanıyla geldim bu kez, Aylaklar. Bir konakta bir dolu aylak.. O konağın neyle döndüğünü ya da dönmediğini bilen yok, Leman Hanım'dan başka (hatta belki o bile değil(!) )... Kitap, Sultan II. Abdülhamit'in eczacıbaşısı Şükrü Paşa'dan kalan konakta yaşayan kızı Leman Hanım ve şürekası üzerinden Cumhuriyet'in ilk yıllarının bir panoramasını sunuyor. Hâlâ Osmanlı'yla göbek bağını kesememiş, o şatafatlı yaşayıştan kopamamış bir avuç insan.. Hepsi de kendine has karakterleriyle bir romanın başkahramanı olmaya yeter:) Düşünün ki hepsi bir romanda toplanmış. Leman Hanım'ın burnundan kıl aldırmaz paşa kızı tavırları, Davut Bey'in dünya yıkılsa umurunda olmaz halleri ve hayalperestliği, Dündar Bey'in ağzından düşürmediği ittihatçılığı ve eğlenceli halleri, Şükrü'nün dayanılmaz egosu ve pişkinliği, Muammer'in pasifliği, hele hele de Mürşide'nin deli ve korkutucu tavırları.. Hepsi bir araya gelince mükemmel bir senfoni çıkıyor ortaya:) Melih Cevdet Anday'ın anlatımına hayran kaldım; hem ironik hem de trajikomik.. Ben çok sevdim, çok da eğlendim okurken. Hatta sık sık bu kitabın bir filmi çekilse tam da yeşilçam filmleri tadında olur dedim. Kısacası gönül rahatlığıyla tavsiyemdir
Aylaklar
AylaklarMelih Cevdet Anday · Everest Yayınları · 2022374 okunma
Persona kişiliğe sağladığı yararların yanı sıra zararlı da olabilir. Bir insan oynadığı role kendisini çok kaptırır ve egosu bu rolle özdeşleşirse, kişiliğin diğer bölümü bir kenara itilir. Böyle bir durumda, insan kendine yabancılaşır ve aşın gelişmiş personasıyla kişiliğinin az gelişmiş bölümleri arasındaki çatışmadan ötürü sürekli bir gerilim yaşar. Persona ile özdeşleşme sonucu yaşanan duruma şişme (inflation) denir ve insanın aşağılık duyguları, yalnızlık ve çevresine yabancılaşma duyguları yaşamasına neden olur. Bir psikoterapist olarak Jung bu olguyu yakından izleyebilmiş ve toplumda sivrilmiş insanların nasıl boşluğa ve anlamsızlığa düşebildiklerini·anlama imkanını bulmuştu. Bu insanların çoğu, tedaviye başladıktan sonra, o güne kadar kendilerini kandırmış olduklarını ve gerçekten ilgilenmedikleri şeylerle ilgilenir göründüklerini fark etmişlerdi.
Reklam
...mutlu bir insanın egosu olamaz çünkü insan ancak ego olmadığında mutlu olabilir. Ne kadar egosuz o kadar mutlu...
Müthiş... Etrafımız egosu tavan yapmışlarla dolu maalesef..
"İnsan kendi dışına çıkabildiği, nefsini aşabildiği, egosunun ötesine geçebildiği oranda özündeki hakikati keşfedebilen varlıktır. Tohum toprağa atılır ki kendinden çıkıp kök budak salsın, ağaç olsun. Toprağın altından çıkıp semaya yükselsin. Dallarıyla göğü kavrasın. Rüzgâra melodi, kuşlara yuva olsun. Meyve verip gıda olsun, şifa olsun, ikram olsun. Tohum, tohum olarak kalırsa çürür. Kendi içinde tükenip gider.."
İnsan yalnızlaştıkça, aidiyet duygusu azaldıkça egosu yükselir. Tek başına olmakla yalnız olmak başka bir şeydir. Tek başınalık seçilmiş entellektüelitedir, seçilmiş güdüdür. “Tek başıma olmayı seviyorum. Geziyorum, kitap okuyorum…” Ama yalnızlık; başkasının olmamasının verdiği huzursuzluk, rahatsızlıktır.
En zayıf olanın en fazla egosu vardır. Gerçekten güçlü insan ise korunmasız, yaralanmaya açık yaşar.
Modern insan egosu sessize alamadığı, onu dizginlemeyi başaramadığı, içindeki tamahkarlığı frenleyemediği ve nefsini köreltemediği için tabiata zarar veriyor.
Sayfa 166Kitabı okudu
1.191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.