Balık tutmak! Burada bir itirafta bulunacağım, daha doğrusu iki itirafta. Birincisi, hayatıma dönüp baktığımda bana balığa çıkmak kadar zevk veren başka bir şey hiç olmadı. Öbür şeyler, hatta kadınlar bile onun yanında sönük kaldı. Kadın peşinde epey zaman geçirdim gerçi ve şimdi bile fırsat olsa yine yaparım. Fakat bana istediğiniz ama istediğiniz kadını seçme hakkı tanıyın, karşısına da beş kiloluk bir sazanı koyun, her defasında sazan kazanır. Öbür itirafıma gelince, on altı yaşımdan sonra bir daha hiç balığa çıkmadım. Niçin? Çünkü bu işler böyledir. Çünkü sürdüğümüz şu hayatta -genel olarak insan hayatını değil, şu çağda ve şu ülkedeki hayatı kastediyorum- yapmak istediğimiz şeyleri yapmıyoruz. Hep çalıştığımız için değil. Çiftlik ırgatlarının veya Yahudi terzilerin bile çalışmadıkları zamanlar vardır. Sebep bizi sonu gelmez aptallıklara koşan içimizdeki şeytan. Her şeye vakit vardır ama yapmaya değer şeyler hariç. Sahiden önemsediğiniz bir şeyi düşünün. Sonra sadece ona harcadığınız zamanı saat saat toplayın ve hayatınızın ne kadarcık bir bölümünü kapladığını hesaplayın. Sonra bir de tıraş olmak, otobüslerde gidip gelmek, tren istasyonlarında ve kavşaklarda beklemek, edepsiz hikâyeler anlatıp dinlemek ve gazete okumak gibi şeyler için harcadığınız zamanı hesap edin.
Sayfa 91 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanın niçin yaratıldığını bulmak için bazen elindekilerden vazgeçmesi gerekir.Çünkü hayatta değerli olan şeylerin bir bedeli vardır. Yaptığımız fedakarlıklarla gerçek hazinemizi buluruz.
Reklam
İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı, esir gibi bir şey oluyor.
(...) Malum ya, hayatta Allah bana teyzeden bol bir şey vermemiştir. Bunlardan biri de Tekirdağı'ndadır. (...) Müjgan isminde benden üç yaş büyük bir de kızları vardır. Akraba çocukları arasında galiba en ziyade onu severim. (...) Bazen nasihatlerine biraz somurtsam, arzularına karşı kafa tutsam bile neticede daima yelkenleri suya indirmek lazım gelir. Niçin? Ne bileyim? İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı, esir gibi bir şey oluyor.
Epikür'ün Ruhun Ölümsüzlüğü ve Ölüm Hakkındaki Görüşü
Bu meseledeki düşüncelerini açıkca savunan Epicure'dür. Bu feylosofa göre, insanın bu âlemdeki saadetini azaltan ve hattâ bozan üç korku vardır: 1 — Ölüm korkusu; 2 — Cehennem korkusu; 3 — Tanrı korkusu. Ruh, bir takım ince atomlardan teşekkül ettiği için, ancak bedenle beraber bulunduğu vakit duyguludur. Beden, ruhun zarfıdır,
Sayfa 65-67
Umûma Açık Yerlerde Öpüşme vs.
BUNA DUR DENMELİDİR! 1-Ahlâk dediğimiz şey, ölçüleri olmayan, herkesin kendince şekillendirebileceği bir olgu değildir. Dünya genelinde, -örflerin değişmesinden kaynaklanan ufak tefek detay farklılıkları olsa da- değişmez ahlâkî kurallar vardır. Bunlar, insanlık kadar eskidir. 2- Bahsettiğim ahlâki kurallardan biri de bir erkek ve hanımefendinin
336 syf.
·
Puan vermedi
Her çocuğun bir Doğan Cüceloğlu'na ihtiyacı vardı. İçimizdeki çocuk kitabı ile tanımıştım Doğan Cüceloğlunu.ismen duymuş olsamda cismen hiç tanımamış olmaktan utanmıştım.Ses tonundaki sevecenlik ile tecrübelerini, fikirlerini, popüleriteden uzak yalın öğretilerini okullarda müfredat dahilinde anlatmalıydı. Korku kültürü, Doğan hoca,oğlu Timur ve sanal arkadaşı arif' in niçin 'Mış gibi yaşıyoruz 'sorusuna yanıt bulmak amacıyla bir türkiye yolculuğunda konuşulanlardan oluşuyor.: İşte, insan yaşamının ilginç bir muhasebesi vardır. Yaşamın sonunda bütün bu durumları özetler ve şu soruyu sorabilirsiniz: Bu yaşamda ben ne kadar vardım? Bu benim yaşamım mıydı? "Ömrümüzün sonlarına doğru içimizde bir yanımız, mutlaka bu soruyu sorar. Bu soruya kabaca iki şekilde cevap verebiliriz. Hayır, bu benim yaşamım değildi; ben bu hayatta yoktum. Benden beklenildiği gibi yaşadım. Çocukken doya doya oynayamadım, haydi dersini yap, ödevini yap dediler; doyduğum halde zorla yemek yedirdiler; doya doya koşamadım, koşma düşersin dediler; mesleğimi, evleneceğim kişiyi, evlendikten sonra nerede oturacağımı, çocuğumun ismini kendim seçemedim. Ben benden beklenenleri yaptım. Şimdi ölüyorum. Ya da, evet, bu benim yaşamımdı. Hayatımı tribünlerden seyretmedim, sahadaydım. Karlı, yağmurlu çamurlu günlerde, sıcakta, toz toprakta sahadaydım. Hata yaptım, öğrendim. Sevdim, sevildim, mutlu oldum, acı çektim. Yenildim, zayıf yönlerimi görmek zor geldi, mücadele ederek başarı kazanmak coşku verdi. Kendi ayaklarımın üstünde yürüdüm ve bu yolculuk gerçekti, benim yolculuğumdu. Bu yolculukta ben vardım -Doğan Cüceloğlu
Korku Kültürü
Korku KültürüDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20171,217 okunma
Reklam
377 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.