AHMED ARİF/ LEYLİM LEYLİM
“Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir.”
Bu kitabı elime ne zaman alsam “Sahi sevgi neydi?” diye sorasım geliyor.
Hadi size de soruyorum: “Sevgi neydi?”
Cevabını verebiliyorsanız ne mutlu size.
Gelelim kitabımıza. Ahmed Arif’i bilenler onun Leyla Erbil’e olan sevgisini, aşkını da bilir. Bu kitabımız da Leyla Erbile 1954-1957 yılları arasında ona yollamış olduğu mektuplar yer alıyor. Tabi sadece Ahmed Arif’in mektupları var. Leyla Erbil’in yazdığı mektuplar yok. Ama siz zaten okuduğunuz zaman mektuplara verilmiş olan cevapları anlayabiliyorsunuz.
Bir insan bir insanı nasıl bu kadar sevebilir? Gerçekten her satırda Arif’in Leyla’ya karşı duymuş olduğu aşkı sevgiyi iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Leyla’nın ona bu zaafından dolayı gerçek karşılığını vermediğini okuduğunuz da eminim ki sizde üzüleceksiniz.
Bu konu yanlış anlaşılmasın. İlla biri sizi seviyor diye sizde onu seveceksiniz diye bir kaide yok ama sizi seven bir insanı sevgisiyle de oynamamalısınız. Ya tamamen buna son vermeli ya da bunu ona izah etmelisiniz. Okuduğum kadarıyla Leyla Erbil bunu pek yapmıyor ve bu çok incitici.
Ahmed Arif, seven bir erkeğin ne muazzam bir hale geldiğini gösterdi bana. Kitabın her satırını çizmek defalarca okumak istedim. Bu aşk mı sevgi mi bilmiyorum ama bambaşka bir sevda olduğu kesin.
Keşke Erbil gibi sevilseydim derdiniz eminim.
Sözün özü bir şans verin kitaba pişman olmayacaksınızdır.
Keyifli okumalar