İnsan birini sevmeden yaşayabilir mi Mösyö Hamil,demişti Momo.
Yaşayamazdı,sevmek hayatın kaçınılmaz bir parçasıydı çünkü ihtiyaçtı.
Momo ve Madam Rosa sanırım hiçbir zaman aklımdan çıkamayacak,muhteşem bir ikili olacaklar benim için.Hayat zor ama daha 14 yaşındaki bir çocuğun bunu öğrenmek için çok yolu vardı.Çok güçlüydü Momo,ağladığını inkar edecek kadar.Momo'dan çok fazla şey öğrendim,büyümenin yaşla bir alakası yoktu belki de.Yaşanmışlıkla alakası vardı.
Çok hayatın içindendi,çok etkileyiciydi,hayatın acımasızlığını yüze vuran kitaptı.
Ne olursa olsun esans sıkmaktan,makyaj yapmaktan vazgeçmeyen Madam Rosa'yı,Madam Rosa'yı vanilyalı dondurmaya tercih eden büyümüşte küçülmüş Momo'yu,Victor Hugo kitabını elinden düşürmeyen Mösyö Hamil'i ve diğerlerini unutmayacağım.
Savaşın olmadığı,her daim ezilmeyen,seven ve sevilen çocukların olduğu bir dünya dileğiyle.
Son birkaç sayfa ... Boğazım düğüm düğüm oldu yutkunamadım. Acıyı, sevgiyi, çaresizlik içinde çareler yaratmayı iliklerime kadar hissettim.
Çocuk olmanın tadına varamadan büyümek zorunda kalanlar var bu dünyada Momo. Yaşamın kokusu yok ama çaresizliğin burnun direklerini sızlatacak kadar ağır bir kokusu var.
Sahi; insan birini sevmeden yasayabilir mi Mösyö Hamil ?
Sevmek gerek Momo, iliklerine kadar hissederek sevmek gerek ...
Bir çocuğun yüreğine dokunmadan terketmemeli bu diyarı.
Sevin, çünkü sevmek gerek!