Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insanın gerçekten aşağı bir durumda bulunup bulunmadığının önemi yoktur. Önemli olan şey, kendi durumunu nasıl yorumladığıdır.
Sayfa 132 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir insanın kendi değerini, bir başkasının zararı pahasına yükseltmeye çalışması adi bir kurnazlıktan başka bir şey değildir.
Sayfa 236Kitabı okudu
İnsanlar için en güç şey kendini tanımak ve değiştirmektir.
Reklam
Bir okul ancak sağlam bir ruhsal gelişmenin gerekleri ile uyum halinde olduğu zaman iyi bir okul adını almaya hak kazanır. Ancak böyle bir okul, sosyal hayata hazırlık görevini yerine getirebilmektedir.
Bütün Türk anneler böyle ki :D
Anne, görevini benimsemiştir; ama bu görevi öyle abartılmış ve aşırı bir şekilde yerine getirir ki, sosyal duygunun başka bir kimseye yönelmesi ve başka birine aktarılması imkansız hale gelir. Böyle bir anne, çocukta gelişmiş olan sosyal duygunun tümüyle kendisinde toplanmasına yol açar. Yani bu tip bir çocuk, yalnızca annesine ilgili duyar, geri kalan herkese karşı kayıtsız bir tavır takınır.
Söyle sevgilim :D
Nietzsche demiştir ki: “Herkes sevdiği kişinin hayalini annesi ile olan ilişkilerine göre şekillendirir.”
Otoriter bir eğitimin en büyük sakıncası, çocuğa güçlü olma gibi bir ideal sunmuş olması ve güçlü olmanın zevkli yanlarını göstermesidir. Her çocuk başkalarından üstün olmak için can atacak şekilde yetişmekte, güçlü olma konusunda haris ve aşırı derecede boş gururlu bir hale gelmektedir.
Reklam
“Dostlarımızın başlarına gelecek felaketlerden dolayı her zaman bir parça sevinç duyma eğilimi gösteririz.”
Benden bahsediyor :D
Neşeli bir görünüşü olan, her zaman sıkıntılı ya da endişeli bir halde dolaşıp durmayan, dertlerini her önüne gelene açmayan insanlar vardır. Başkalarıyla birlikte bulundukları zaman neşelerini onlara da geçirebilen ve hayatı daha güzel, daha anlamlı bir hale getiren insanlardır bunlar. Yalnızca davranışlarından değil, başkalarına yaklaşma ve konuşma biçimlerinden, başkalarının menfaatini kollamaya dikkat etmelerinden aynı zamanda dış görünüşlerinden, kılık kıyafetlerinden, el kol hareketlerinden, mutlu ruh hallerinden ve gülüşlerinden bunların iyi insanlar olduklarını sezmek mümkündür.
Bence devam eden çoğu evlilik böyle :D
Üstün olmak ve başkalarına söz geçirmek için can atan bir insan, sevgi alanını da kendine eş olarak hiçbir zaman zayıf birini seçmeyecek, tersine, tekrar tekrar fethedebileceği, böylece her seferinde yeni bir zafer kazanmasını mümkün kılacak bir eş seçecektir. Ne var ki, mizaç bakımından birbirine benzeyen ve evlilikleri sürekli bir mücadele zinciri haline alacak olan kimseler birbirlerini çekmektedirler. Gerçekten de, yukarıda söz konusu etmiş olduğumuz kimse, bir çok bakımdan kendisinden bile daha otoriter olan bir kadını eş olarak seçmiştir. Her ikisi de kendi ilkelerine bağlı olarak, birbirlerine söz geçirebilmek için akla gelebilecek her türlü silahı başvurmuşlardır. Böylece birbirlerinden gittikçe uzaklaşmışlar, ama her ikisi de önünde sonunda kendisinin zafer kazanacağını umduğu için, birbirlerinden ayrılmamışlar ve evlilik alanındaki savaşlarından vazgeçmemişlerdir.
Cimri bir insan, sahip olduğu sefil hazineleri koruyabilmek için kendisinin etrafında bir duvar örmektedir. Cimriliğin, bir yandan harislik ve boş gururla bağlantısı vardır; öbür yandan hasetle ilişkisi olması da mümkündür. Bütün bu karakter özelliklerinin genellikle aynı zamanda var olduklarını söyleyecek olursak hiç de abartma yapmış sayılmayız.
Aman Tan…
Eleştirmekten bıkıp usanmayan bu gibi kimselerin her şeyi kötüleyen, hiçbir şeyi beğenmeyen tavırları, oldukça yaygın bir karakter özelliğinin belirtisidir. Buna beğenmeme kompleksi diyoruz. Gerçekten de bu deyim, boş gururlu bir insanın saldırı hedefinin ne olduğunu gösterir: Başka bir insanın değeri ve önemi…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.