Bir insanın karakteri hakkında hiçbir zaman ahlaki bir yargı verilemez; bir insanın karakteri, onun çevresine karşı takınmış olduğu tavrın ve içerisinde yaşamış olduğu toplumla olan ilişkisinin bir göstergesidir.
Kadınların aşağı olduğu safsatası ve bu safsata ile birlikte giden erkek cinsinin üstünlüğü iddiası, cinsler arasındaki uyumu hiç durmadan bozmaktadır. Bunun sonucu olarak, cinsler arasındaki sevgili ilişkilerinde olağanüstü bir gerginlik ortaya çıkmıştır, dolayısıyla kadınla erkek arasındaki her türlü mutluluk umudunu tehlikeye sokmuş ya da çoğu zaman tümüyle yok etmiştir. Bu gerginlik bütün sevgi hayatınızı zehirlemekte, bozmakta ve için için kemirmektedir. Uyumlu bir evliliği niçin bu kadar az olduğu bununla açıklanabilir; bu kadar çok çocuğun, evliliğin bu derece güç ve tehlikeli bir şey olduğu kanısını edinecek şekilde yetişmiş olmasının nedeni de budur.
“Keşke erkek olarak dünyaya gelseydim!” Sözünü bir çok defa tekrarlamış olduğunu çok iyi hatırlamaktadır. Erkek kardeşinin doğuşu yalnızca kendi pabucunun dama atıldığını ifade etmekte kalmamış, aynı zamanda onu son derece incitmiştir; çünkü kardeşine, bir erkek çocuk olarak, kendisinin hiçbir zaman göremediği kadar iyi davranılmıştır. Bu eksikliği telafi edebilmek çabası içerisinde, her zaman işlerinin altından kalkamıyormuş gibi bir tavır takınmak zorunda kalmıştır.
Evlilikten önce her kadının evleneceği erkeğe sorması gereken en önemli soru şudur:" Özellikle aile yaşamında erkeğin üstün durumu konusunda ne düşünüyorsunuz?" Oysa bu soru genellikle hiç sorulmamaktadır.
Bir insanın karakteri hakkında hiçbir zaman ahlaki bir yargı verilmez; bir insanın karakteri, onun çevresinde karşı takılmış olduğu tavrın ve içerisinde yaşamış olduğu toplumla olan ilişkisinin bir göstergesidir.
Bir insanın topluma karşı nasıl bir tavır takındığını , insanlığa duyduğu yakınlığı nasıl ifade ettiğini, yaşamını nasıl verimli ve canlı bir hâle getirdiğini bildiğimiz zaman, insan ruhu hakkında somut bir izlenim edinmiş oluruz.
Otoriter bir eğitimin en büyük sakıncası, çocuğa güçlü olma gibi bir ideal sunmuş olması ve güçlü olmanın zevkli yanlarını göstermesidir. Her çocuk başkalarından üstün olmak için can atacak şekilde yetişmekte, güçlü olma konusunda haris ve aşırı derecede boş gururlu bir hale gelmektedir.