Yıkıklar altında kalmış masumlara rahmet neden ulaşmadı sorusunun bir cevabı yok. Bilhassa ilahi rahmeti ve sonsuz merhameti günlük dilde bir annenin çocuğuna şefkati anlamıyla çerçevelediğimiz sürece bu tereddütten bir çıkış bulamayacağız. Bu meyanda metafizikçi düşünürler öteki din anlatıcılarına göre daha gerçek bir dili arar. Onlar için Tanrı'nın Rahman oluşu asıl bakımından yaratmak ve var etmek demektir. Bir insan için var edilmekten daha büyük, daha değerli hiçbir lütuf düşünülemez. Günlük hayatın sıradanlığı ve doğal alışkanlıklar insana bir lütuf olarak yeryüzünde bulunduğunu unutturmakla hayatı ve var oluşu sıradanlaştırır, hayatın değer derinliğini kaybettirir, lütuf olanı unutturur, hakikati belirsizleştirir. İlahi rahmetin anlamını yitirdiğimiz temel nokta burası, yani var olmayı unuttuğumuz noktadır. İnsan sıkıntı hallerinde 'yok olsaydım keşke' der; bu söz bile var olmaya duyduğumuz büyük aşkı, var olmak ile aramızdaki en güçlü bağı anlatır. Hayatın sıradanlığı, günlük dilin işleyişi dahilinde kaybettiğimiz merhametin anlamı işte budur. Dindarlık çelişkilerde, Tanrı'yı tanımada, sabırla yürüyebilmek demektir. Rahman olan Tanrı dünyada veya ahirette kullarını cezalandırabilir, yarattığını yakar, yıkar, bozar, tekrar yapar. Bütün bunlar olurken rahmetin gerçek ve asıl anlamı bâkidir. Ekrem Demirli-
Acaba, sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarfediyorsun? Sen istidat cihetiyle bütün hayvanatın fevkinde olduğunu ve hayat-ı dünyeviyenin levâzımatını tedarikte iktidar cihetiyle, bir serçe kuşuna yetişemediğini biliyorsun. Bundan neden anlamıyorsun ki, vazife-i asliyen hayvan gibi çabalamak değil; belki, hakiki bir insan gibi, hakiki bir hayat-ı daime için sa'y etmektir. Bununla beraber meşâğil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzuli bir surette karıştığın ve karıştırdığın malâyâni meşgalelerdir.
Sayfa 252 - Tenvir NeşriyatKitabı okudu
Reklam
689 syf.
10/10 puan verdi
Bu bir "inceleme" değildir. Asla!
Çok eski bir hayalim vardı, inandığım kitabın "bana ne söylediğini" bilmek, anlamak istiyordum. İnanan bir aileden geliyordum elbet, ama neye? Kendimi eksik sayıyordum. Hep "yüzünden" okuyup geçerdim. Ama hiç düşünmezdim, bazen aklıma gelse de vakit bulamazdım. Hep bir bahanem vardı yani. Ta ki bu seneye kadar. Rabbim nasip etti elhamdülillah, müşerref olduk. Yaratıcımın bana ne söylediğini tekrar işittim, itaat ettim, iman ettim. Bu kitabın bir insan elinden çıkamayacağına, kitapların en mukaddesi olduğuna ve bütün kitapların aslında O'nu anlamak için yazıldığına, okunduğuna iman ettim. Rabbim, okuduğumuzla amel etmeyi önce şahsıma, sonra diğer bütün inanan kardeşlerime nasip eylesin. Ramazan-ı Şerif üstüne ilaç gibi geldi bu okuma. Hamd, alemlerin rabbi olan Allah'adır. Döndürülüş elbette O'nadır. Hayırlara vesile olmuştur...
Feyzü'l Furkan (Cep Boy - Tefsirli Meal - Ciltli)
Feyzü'l Furkan (Cep Boy - Tefsirli Meal - Ciltli)Hasan Tahsin Feyizli · Server Yayınları · 20221,500 okunma
"Özgürlük kurşunlanıyor. 'Öldürme' hakkı en önde gelen hak bu ülkede. Tembellik erdem olmuş. Milliyetçilik suç. Muhafazakarlık bir tarih hatası. Tanrı otuz yaşın üstünde. Genç olmak tek din. 'Ahlak' kirli ayaklardan farksız, işe burun kıvırma moda."
Sabredersin... Ve Allah karşına öyle insan çıkarır ki Yaptığın yanlışlara en güzel doğru olur.
Yüzlerce asi ve gelişmiş din, akla gelebilecek her türden hükümet, ev kedisi gibi olanından kaplan gibi olanına kadar, tek gerçek dine ve tek akıllı hükümete sahip olduğunu düşünen her millet, her biri diğerini küçümseyen, her biri Tanrı'nın gözdesi olduklarından çok emin olan, her biri hiç şüphe duymadıkları özgüvenleriyle savaş sırasında komutayı ele alması için O'nu çağıran, her biri Tanrı düşmanın tarafına geçtiğinde çok şaşıran ama adet olduğu üzere buna bir mazeret bulabilen ve yeniden övgüler yağdırmaya devam edebilen...
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.