Bir de benim gibi olanlar var tabii... Küçük dertleri büyük olanların önüne alan, hizmet gailesiyle koşturan ama dava güderken manayı unutan, kendi elinin dilinin meyvesi olan işleri bir yerden sonra nazlı bebekler gibi aklından ve vicdanından sakınıp sorgulatmayanlar var. Vatan, millet, devlet, din, diyanet uğruna koşturup mücadele ederken dava güdüyor olmanın cezbesine kapılıp Allah'ı unutanlar veya taraftarı oldukları mukaddes davaları bile Allah ile aralarında başlı başına perde edinenler var. Maazallah, içine düştüğü o çukuru fark edemeyip bu hâlde kalan bir insan, gözü varken yıldızların battığını görmez. Aklı vardır ama gün ortasında yıldızlara bakıp yön tayin etmeye kalkar.
Din bu uzun çaba ve bu kaygılı arayıştır: Gerçek düzenden, şeylerin yoksulluğundan kopmak ve tanrısal düzene teslim olmak söz konusudur daima; insanın yararlandığı hayvan ya da bitki (ancak insan için değerliymişler, kendileri için bir hiçmişler gibi) mahrem dünyanın hakikatine teslim edilmiştir; buradan kutsal bir ilişkiye geçer ve böylelikle içsel özgürlüğe emanet edilir.
Reklam
Feuerbach..
.. sevgi kendi özünde, kendi varlığı itibariyle tanrısal olduğu için, Tanrı'ya ilişkin bir yüklemdir, .. Aslında en içtenlikli, en hakikatli ruhsal durum olan sevgi, din kisvesine büründüğünde, kendi için­den kaynaklanan gücü yitirir, düşselleşir, çünkü dinsel sevgi sade­ce Tanrı rızası için insana yöneltilen bir duygudur, yani aslında insanı sadece zahiren sevmek, aslında Tanrı'yı sevmek anlamına gelir." Ahlaki sevgi konusunda da durum aynı değil midir? Birisi bir insanı, belli bir insanı, o insan olduğu için mi sever; yoksa ahlak ilkeleri gereği, yani insan kavramını temsil ettiği için mi? Homo homini Deus ( insan, insanın Tanrısı ' dır ) olduğuna göre, insanı Tanrı yerine mi sever? Feuerbach
Sayfa 79 - Kaos YayınlarıKitabı okuyor
Teknoloji hareketleri kesin ve acımasız yapıyor. Bununla birlikte insanları da.
Teknoloji batılı-modern medeniyetin en cezbedici, en anlayışlı ve en sihirli aracıdır. Ve bu cici silah pek çok imkanlar sunar, ama insanı da esir alır. Onu lüksün, konforun, rahatlığın İçine çeker, ama onun ruhunu çoraklaştırır ve kendi çarkına ular. Nihayet insan, bir çalışma robotu ve bir eğlence oyuncağı haline gelir. Bu hal cemiyete de sirayet eder. Onu bir yığın mesafesine indirir. En trajik olanı da böyle bir değişimin insanın tabiata, kendine ve yaratıcıya bakışını değiştirmiş olmasıdır. Onun gerçek tasavvuru değişir. Artık insan nereden geldiğini sormaz, nereye varması gerektiğini de düşünmez.
Sayfa 78 - Söz: Theodor AdornoKitabı okuyor
Kendini ve dünyayı güzelleştiren de çirkinleştiren de insan. (s.81)
İnsanın modern çağda, yahut modern diye tasvir edilen çağda ne denli kuşatılmış olduğunu gösteriyor. Batı kuşatılmışlığı, madde ve çıkar kuşatılmışlığı. Bu kuşatılmışlık ve deyim yerindeyse kıstırılmış insan, artık ızdıraplar insanıdır. Kendine yabancı, derdini de dermanını da bilemeyen ve bulamayan. Dahası O yöne yüzünü dönmesi yasaklanan insan.
O'nun ağzından üç türlü kelâm serpildi:
Biri, daima ve münhasır olarak Melek vasıtasıyle gelen Allah kelâmı: Kur'ân... Öbürü, kendisini ânî bir nur kaplayarak, arada Melek olmaksızın Kur'ân dışında, doğrudan doğruya Allah'tan gelen söz: Hadîs-i Kudsî... Ve sonra, Resûl ve insan sıfatıyle kendi sözleri... Sadece hadîs...
Necip Fazıl kısakürekKitabı okuyor
Reklam
‘İnsan hiçbir şeyle gelmez, Sonra her şeyin peşinden koşar, Sonra her şeyi geride bırakır ve hiçbir şeyle gitmez, Sonra her şey için hesap verir..’
176 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 23 hours
İşte Önderimiz Hz. Muhammed
İşte Önderimiz Hz. Muhammed
Kitabı hiç beğenmedim yazarın dili ve üslupu hiç hoş değil"Siyer"e uymayan konular var bazı örnekler vermek isterim.Sayfa 33' de Peygamber'in müşriklerle:Ey Mekkeliler! ben öyle büyük bir görevle size gönderildim ki, hepinizi kılıçtan geçireceğim! Şimdi yazara sormak isterim bu nasıl söz. Diyelim ki bu söz doğru olsun o zaman Peygamber'in: ben bütün alemlere ve insanlığa rahmet olarak intirildim sözü arasında bir çelişki ortaya çıkıyor.Din hakkında ki soruları gitermek yerine başka soru işaretleri oluşturabilecek türde bir kitab.Ve aynı yazar sayfa 95' de Peygamber'in insan öldürdüğünü yazıyor bu da başka bir çelişki ve hatta yazar sayfa 82'de Peygamber'in: Bugün Yahudilerden kimi yakalarsanız öldürün! emrini veriyor.! Şimdi sormak isterim yazara bir yabancı bu kitabı okursa ne fikirde olur.Yabancı İslam'a yaklaşır mı yoksa uzaklaşır mı? Oysaki biz müslümanlar islamı "barışçıl" olarak tanıtıyoruz.Yazar böyle yaparak İslam'a fayda'dan çok zarar veriyor ve dinsizlerin ekmeğine yağ sürüyor.Umarım yazar farkına varır eseriyle insanları İslam'a yakınlaştırmak söyle dursun İslam'dan uzaklaşmasına fayda sağladığınıa.
İşte Önderimiz Hz. Muhammed
İşte Önderimiz Hz. Muhammedİhsan Süreyya Sırma · Beyan Yayınları · 2020231 okunma
insan ancak düşündüğü, iliklerine değin varlığını ürperten düşünsel girişimini başlattığı anda bu yokluktan çekip çıkarabilecektir varlığını; huzurun değil de huzursuzluğun ardına düşünce gerçek bir tarihsel serüven; din, felsefe, bilim ve sanatın kendisinden fışkırdığı bir ışıma dönemi başlayacaktır.
Unutmayın ki kalp su deposu gibidir
Allah'ın mümine vaadi fırtınasız bir hayat değildir; fırtınalar her vakit olacaktır. Allah'ın mümin kuluna vaadi, eğer Kendisine yönelirse fırtınalardan kurtulmasına yardımcı olmaktır. Unutmayın ki kalp bir su deposu gibidir. Gözyaşlarının akmasına müsaade etmezseniz o depo patlar. Böyle durumların daha önce de başınıza geldiğini hatırlayın, Allah o zaman da her zaman da sizi kurtarmıştı. Yağmurdan sonra sükunet çöker, gökyüzü bile yaşlarını döktükten sonra rahatlar. Siz de aciz bir insan olarak sadece kendinize dayanamazsınız, bu dağı tek başınıza taşıyamazsınız. Taşımaya kalkarsanız altında ezilirsiniz. Dağı, Allah'a teslim etmelisiniz. Göklerin ve yerin Yaratıcısına hiçbir şey zor değildir. Zorluk da Allah'ın yaratmasına dahildir.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Eğer bir insan İslam'ı gönülden kabul eder ve Allah'a teslim olursa O'nun hükümlerine riayet etmek kolaylaşır. Dalları iyileştirmeden önce kökleri ele almalıyız. Allah'ın hükümlerine itaat edemiyorsak, köklere ve toprağa bakmalıyız. Allah'la olan korku, umut ve sevgi bağlarımızı gözden geçirmeliyiz. Eğer tüm bunlar sağlam olursa, eylemlerimiz de sağlam olur.
·
Not rated
Sartre bu işi yapıyor!
Uzun bir ileti olacağa benziyor, siz okumadan ona göre önce belirtmek isterim.* İncelemeye önce kitaba aldığım notlar ile daha sonra kitabın içeriği ile başlayacak ve bağlayacağım. İnsan kendi özünü seçiyorsa en büyük şeyi başarabilmiş, varlığını gerçekleştirebilmiştir. Öyleyse Tanrı buna neden yasak koyar? Benim özüm, Tanrı'nın
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,160 okunma
“Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!” “Peki, sen ne görüyorsun bakalım?” “İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan.”
Sayfa 128Kitabı okudu
592 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
❝ Görüyorsunuz, şanssızlığımız yanlış dine sahip olmaktı... Muhammedi din, bize Hıristi­yanlıktan daha uygun olurdu. ❞ ~
Adolf Hitler
Adolf Hitler
İncelemeye bu çok güzel ve özel ve de çoğu insan için çarpıcı denebilecek alıntıyla başlamak istedim, çünkü... Çünkü why not? (Kesinlikle clickbait amacı taşımamaktadır ;)) İslam ve Naziler, II Dünya Savaşında
İslam ve Naziler
İslam ve NazilerDavid Motadel · Alfa Yayınları · 201513 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.