Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan dili kötürüm ve kekeme bir hal almış durumda. Televizyonun uğultusu, cep telefonunun zırıltısı, hayatın telaşı sahici bir konuşmayı giderek imkânsız hale getiriyor. Oysa insan hikâyeler anlatmak isteyen bir varlık.
okurken sinir oldummm
Kişiliğinin derinlerinde, kendisinin aşağı, zayıf ve etkisiz bir varlık olarak algıladığından, dış dünyanın kendisini karşısına almış olduğuna inanmak, özel bir insan olduğu duygusunu yaşamasını sağlayarak aşağılık duygularını ödünler.
Reklam
Hayat bir çizgi değil” diyor bir Zen ustası, “birbiri ardınca gelen şimdilerden ibaret”. Hayat uzun bir şimdiden başkası değil. John Lennon’un ifadesiyle, “Hayat siz planlar yaparken başınıza gelen şeydir”. İnsan zamanın sınırlarını aşabilen bir varlık. Yaşantısına uzak geçmişin ve geleceğin ışığında bakabilir, geçmişin seslerini ve geleceğin imgelerini bugüne taşıyabilir. Zaman, insan varlığının kalbidir. Yalnızca uzayda yer kaplayan varlıklar değiliz, zaman duygusu da insanlığımızın tanımlayıcı öğelerinden birisi. İnsan varlığı ancak zamanla açığa çıkıyor ve aydınlanıyor. Zihinsel zaman hızlanırken duyguların zamanı kendi yavaş ritmiyle ilerliyor. Zihnin zamanı ile duyguların zamanı arasındaki yarık büyüyor. Görmezden gelinmiş, ihmal edilmiş, işlenmemiş duygular, bir endişe nöbeti veya iç huzursuzluğu şeklinde bizi yokluyor.
İnsan denen varlık o kadar kolay bir şekilde, bir çırpıda değişebilir ve utanç verici, hayır, gülünç derecede korkunç bir değişim geçirirdi.
Sayfa 62 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Hayatında ilk defa başka bir insan olma özlemini duydu. Hiç bilmediği bir içkinin susuzluğu gibi bir duygu. Değişebilmek. Kendinin bile tanıyamayacağı yeni bir varlık olmak. Bütün canlıların olanca güçleriyle karşı koydukları bir değişim, bir başkalaşım. Korkutucu ve aynı zamanda çekici bir eğilim.
Sayfa 341 - İletişim Yayınları
''Daha ben, çocukken - (6 ve 18 aylık) Lacan'ın teorisinden bahsetmiştim- kendisini bile, aynadaki görüntüsünden fark ederek, evrenden koptuğunu hisseden bir varlık olarak, ben, ötekinin bakış açısından başka bir yerde kendisini inşa edemez. Bizim düşündüğümüzün aksine, ben, içten inşa edilmez, dıştan inşa edilir. Bu yüzden de
Reklam
İnsan dediğin böyle bir varlık işte! Yani sandığımızdan çok daha güçlü ve hayata uyum yeteneği çok daha yüksek!
Gazze'de KATLİAM var!
Hüzün yokuş yukarı değildir, lal etmez nefes nefese kalanı, konuşturur aksine insanı. Dert ağlatmaz, söyletir hatta derdin büyüklüğü nispetinde inletir cihan'ı, üretir, diretir, devirir, sevindirir. Hüzün aldırır ise kalemi eline kişiyi yazar yapar, bazısını ressam. Ama daha çok vicdanı iktidar yapar hüzün.Kalbi gündeme getirir. İnsani
Toplumsal dokunun inşasına atıf
Acaba insan ruhunda, sevgi ve korkunun bütün sınırlarını içine alan en kuşatıcı ve en kuvvetli toplumsal etken ne olabilir? Karşıtı, benzer ve ortağı olabileceği düşünülebilen hiçbir şey, bu kapsayıcı güce sahip olamaz; benzeri ve ortağı bulunmayan da ancak Hak Teâlâdır. Çünkü karşıtı, özü gereği batıl ve imkansız olan Varlık ancak odur. Ve bunun için övgüler ona mahsustur. Bunu duyan ve kuvvetle yaşayan vicdanlar, evrensel bir toplum üyelerinden olmaya aday bir toplumsal ruha sahiptirler. Ve ancak bu toplum, kardeşlik hissinin en son sınırlarına ulaşır ve daha üstünü düşünülmeyecek bir toplumsal yapı oluşturulabilir ve en büyük hoşnutluğa onunla erilir. İşte Fatiha’da Hak Teâlâ, kendisini önce akıl sahibi varlıklara duyurarak vicdanlarında bu toplumsal ruhu eğitip güçlendirmek için her birinden: “Sadece sana ederi kulluğu, ibadeti ve sadece senden dileriz yardımı, inayeti” diye ahit ve söz alırken, her ferdin açıklamasını bütün insanlığı ve bütün dünyaları içine alan bir toplumsal dokuyu temsil eden bir kardeşlik duygusu ve bir toplumsallık duygusu ile alıyor ve “ na’büdü, nestaîn” “ ibadet ederiz, yardım isteriz” dedirtiyor.
Sayfa 167 - Akçağ Yayın EviKitabı okuyor
"İnsan ilk önce varolur, ortaya çıkar, sahnede görünür ve ancak ondan sonra kendisini tanımlar."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.