Ama her sabah, gece toplantı olmuş ve ancak iki saat uyumuş olsa bile, saat altıda kalkar ve gayet koyu kahvesini içerken gazetesini okur. Babam her gün kendini böyle oluşturur. "Kendini oluşturur" diyorum, çünkü her seferinde yeni bir yapım olduğu kanısındayım, sanki geceleyin her şey küle dönmüş de sıfırdan başlamak gerekiyormus gibi. Bizim evrenimizde insan yaşamı böyle yaşanıyor: Yetişkinlik kimliğini sürekli yeniden oluşturmak gerekir; insana umutsuzluk veren ve aynanın karşısına geçip inanmak zorunda kaldığı yalanlar anlatan, gayet kırılgan, bu eğri büğrü ve geçici toparlanmayı sürekli yeniden yaşamak gerekir. Babam için gazete ve kahve, onu önemli insana dönüştüren sihirli değneklerdir. Balkabağını saltanat arabasına dönüştüren gibi. Bundan büyük bir tatmin bulduğunu unutmayın: Sabahın altısında kahvesinin önünde otururken olduğu kadar sakin ve gevşemiş bir halde onu hiç görmedim.
Sayfa 79 - Kırmızıkedi
"70’lerde olsak bir sürü plak alırdım sana, 80’lerde açık hava sinemasına götürür, izledikten sonra muhallebi ısmarlardım 90’larda mahallenin bütün güzel misketlerini kazanır dökerdim avuçlarına, 21. yüzyılda nasıl sevilir inan ki bilmiyorum, içim ısınmadı bu yüzyıla bağışla."
Reklam
Her şeyde olduğu gibi, insanlığı içerisine yuvarlandığı bu felaket- ten kurtaracak olan, bu imkânlara fazlasıyla sahip olan yüce İslam dinidir. Aklı önceleyen, düşünmek eylemini "temiz akletme" üzerine bina eden, örnek ve mesellerle bunu ayetlerle apaçık tarif eden İslam dinidir. Müşah- has/somut/görünür şekilde kutsal/mukaddes kabul etmeyen, insana dün- yada ve ahirette bir faydası, getirisi olmayan her çeşit hurafeyi ve batıl inancı reddeden İslam dinidir! Hz. Musa da bunun için gelmişti, Hz. İsa da, Hz. Muhammed de! Sömürü rejimlerini, din tüccarlarını ayakta tutan "hurafe ve batıl inanç" üzerine kurulu düzenleri yıkmak için geldiler, Fira- vunların, Romalıların, Ebu Cehillerin insan öğütmeye dayalı köleci yöne- timlerini yerle bir etmek için geldiler! Canları pahasına bu misyonlarını gerçekleştirip bizlere bu "tevhid ateşini" miras bırakıp öyle gittiler! Selam olsun o güzel insanlara... Selam olsun takipçilerine...
Meselelere yukardan bakmayı bildikten sonra dünya gibi gezegenler insana çok küçük görünür.
Sayfa 38 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Bir kalp, en çok ne kadar yük kaldırabilir? Kalp inanılmaz bir organ. Çok yük kaldırabilir. Acıyı da, üzüntüyü de, stresi de herşeyi kaldırabilir. Kalp neden bir tanedir? Neden her organımız çifttir? Bakın iki gözümüz var daha iyi görmemiz için. İki burun deliğimiz var daha iyi nefes alalım. İki kulağımız var, iki akciğerimiz var, iki böbreğimiz var, iki yumurtalığımız var, iki testisimiz var ama bir tane kalbimiz var değil mi? Allah bu kadar önemli organı niye tek yaratmış? Tek yaratmamış aslında bir tanesini de karşı cinse vermiş gidip onu arayıp bulun diye. Sevdiğiniz bir insana neden sarılırsınız? Sağ taraf boştur, sarıldığınız zaman sağ tarafı doldurmuş olursunuz. Onun için kalpte çifttir. Size dizayn edilen kalbi bulursanız dünyanın en mutlu insanı olursunuz.
Şükrü Erbaş
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme.
Reklam
Bazen aklına hiç beklenmedik hiç ummadık şeyler gelir sonra onu dusunmeye başlarsın nerde ne hata yaptım, yaptık da böyle oldu dersin hatta ama hiç bı hata yoktu ortada sadece hata olmasını istiyordun, istiyorduk ama sonunda anlıyorsun herşey geciktiğinde ölü bedene baktığında anlıyorsun hiç birimizin hatası yoktu hepimizin sadece bir suçu vardı oda karşılıksız, beklentisiz, yalansız, dolansiz sevemkti tek suçumuz. Bır suçumuz daha var oda belli edememek belkide en ufak şeyde mutlu olucagimizi bildiğimiz için belli etmiyorduk çünkü bizi kendi mutluluğumuzu kıskanıp çok belli edersem gider, çok sevip değer verdiği anlarsa kullanır diye düşündük yalan yok herkes kendini öyle kandırdı mutlu olan inan yok benim çevremde çünkü kimse sevdigiyle evlenmedi, kendini sevenle evlenmedi, aile zoruyla belki de evinden kurtulmak için rastgele görücüye gitmiştir. Size bişi diyim mi hata asıl bu bı insana güvenin demiyorum size çünkü demeye hakkım yok bana sana çok değer veriyorum sana hergun sevdiğimi soylicem diyen biri sırf çevresinde ki insanlar için değişti o değişimi de ilk bana yansıttı komik çevresinin diline düşmemek için birini kırmak güzelmiş denemeye bile korkarım çünkü birini kırmak kendini kurmaktır heleki sevdiğini kırmak neyse (yine neyseler kurtardı).
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıktan yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin.
Kör Baykuş
Kör Baykuş
Sadık Hidayet
Sadık Hidayet
İncinme değil bu Öfke değil Ah! değil. Ötesi... çok ötesi. Tam bir yürek çöküntüsü Ruhun taşa dönmesi Aklın büyük yalnızlığı. İnsana olan inancını yitirme!
Deneme yazınının taçsız kralı S.Birsel
Charles Chaplin'in annesi, parasızlıktan davulu yarılsa da cumartesi oldu mu bir penilik şebboy almadan eve gelmezmiş. ... Japonlar çiçeğe gösterdikleri saygı oranında ruhlarının yüceliğine inanırlar. Onlara göre, doğanın özüne yakın olmak, insana da yakın olmaktır... Bir imparatoriçe korka korka dokunduğu bir çiçeğe şöyle demiştir: - Seni koparırsam, elim seni kirletir! Çiçekçiler de çiçekleri rasgele koparmazlar. Her dalı, her sapı özenle seçerler. Çayname yazarı Okakura Kakuzo gereğinden çok çiçek koparan çiçekçilerin yüzlerinin kızardığını yazar.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.