dağınık hayatları toparlamak gibi bir vazifen yok. her hayatı hizaya sokamazsın her acıya yetişemez, her kalbi onaramazsın. herkese el uzatma gayretini bir kenara bırak ve merhemi biraz da kendi yaralarına çal. çünkü insanın kendisinden esirgediği her merhamet, noksandır esasında.
Hak sûretidir âlem-i imkân ile Âdem Bundan güzeli nerde ki, cennette mi sandın? (Bu dünyâ, Allah'ın kendi sûretinde yarattığı insanın da kendini Hakk'ın sûretinde görebilmesine verdiği imkânla en mükemmel ayna gibidir, o hâlde, sağladığı bu imkânla, böyle bir güzellik cennette bile yoktur.) Her yer ne güzel menbâ-ı hüsn, insan güzeli
Reklam
MARTİN'İN SEVGİSİ MEYUS BİR KADER DEĞİLDİR
BİLAKİS YÂRE VERİLEN BİR ÖDÜLDÜR Martin karakterine oldukça güveniyordu. Son dört yılın Martin'e en büyük katkısı bu olmuştu. Martin ne olduğunu çok iyi biliyordu. Ne olabileceğini de kuvvetli bir şekilde kestirebiliyordu. Martin'e göre başlardaki eski hayalperest veya sonlardaki derin karamsar, münferit insan yoktu artık. Lakin
“Yanılmam” zanneden, en çok yanılır. “Ben bilirim” diyen, aslında en cahilimizdir. Üstünlük taslayan, en geriden gelendir. Beşer dediğin, adı üstünde zaten, şaşar daim. Ayağımız kayar, düşeriz. Vardım zanneder, tökezleriz. Oldum zanneder, bir arpa boyu bile yol katedemeyiz…. Piştim dersek hamlık imtihanından geçemeyiz. Çoktur noksanı,eksiği insanın. Hepimizin. İstisnasız herkesin. Ama bir tek kural var ki, unutmayacaksın. Küpe gibi kulağımızda asılı durur daim. En sisli sabahlarda, en puslu yollarda ışık verir, titrek ama sabit bir mum alevi gibi. Öyle bir kural ki, son derece basittir ama bir o kadar temel: “Kalp kırmayacaksın!” Kırdığımız her kalp, ettiğimiz her fena laf, incittiğimiz her can, küstüğümüz her hasım; Yüreğimizin üzerine bindirilmiş demirden bir ağırlıktır. Eğer dikkat etmezsek birikir ağırlıklar, nefes bile alamaz duruma geliriz o zaman. Halbuki tüy gibi hafif, kuş gibi latif olabilmeli insanın yüreği, ağırlıksız ve pak…
Elif Şafak
Elif Şafak
TARİH-İ KADİM
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya. Ninniler uydurup uyutur bizi dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun, zifiri karanlık hayatından. Gösterir bize evvel zamanı, tek doğru, en güzel örnek, der. Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden. Senin tarih dediğin işte budur, alnında altı bin yıllık
TARİH-İ KADİM
 Tarih-i Kadim Tevfik Fikret İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya.
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.