Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
331 syf.
·
Puan vermedi
Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi. Körlük, ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,3bin okunma
İnsanın felâketi, sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir.
Reklam
"Güzel bir haber almak insanın başına gelen felaketi unutturmaya yetmez. Bir felaketi unutturabilecek tek şey başka bir felakettir."
İnsanın bütün felâketi tabiata karşı gelmesindendir.
Çok geç artık, Tarih durmuyor, bizi sürüklüyor, eğik düzlemlerinden [ya da tasarılarının eğiliminden] herhangi bir yavaşlama bekleyemeyiz, gezegen çapında felakete doğru gidi­yoruz ve evren, düzenden kaçmak için bu felaketi ar­zulayan, giderek de daha çok arzulayacak insanlarla dolu; giderek saçmalaşan bir düzen çünkü bu ve an­cak tutarlılığın, dolayısıyla insanın insanlığının za­rarına varlığını sürdürebiliyor.
“İnsanın felaketi,sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir,” der Pascal.
Reklam
İnsanın felaketi, sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir.
Geçip gitmekte olanın içinden kalıcı olanı yakalamak mı? Hiçbir şey yakalayamıyoruz artık. Ne yakalayacağımızı da bilmiyoruz, yakalamanın ne olduğunu da. Yakalanan biziz. Her veçhede telaş ve hız, fiziksel ve algısal; zihnimizin arka planında ise ağır çekim bir felaket sahnelenmekte. Derin çelişki. Değersizlik akışında çakıldığımız kalıcı değer bu. Ölmek istemese de başka yol bilmediği için ve herkes benzer yollar kullandığından uçuruma giden patikayı takip etmek. İnsanlığın ve benliğimizin felaketi. Yanan bir evin ortasında klimanın teknik servisini arayıp yeterince soğutmadığını söylemek dışında yetisi kalmamış insanın felaketi.
Phoenix Yayınları
İnsanın en büyük felaketi, sapkınlıklarını sistemlere dayandırmaktır.
Sayfa 158 - İthaki YayınlarıKitabı yarım bıraktı
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.