İtilaf kuvvetlerinin çoğu komutanı daha önce hiç savaşmamış yaşlı ve şişman yüksek rütbelilerdi. Savunma hattının gerisinde kalıyor ve emirleri cepheye telefonla iletiyorlardı. Bu emirler pek çok askerin ölümüne yol açabiliyordu, fakat mantıklarının sesini dinleyen komutanlar bunun üzerinde fazla durmuyordu. Fransızların üst düzey bir komutanı, gözlerini kaybetmiş bir askere madalya taktıktan sonra astlarına şöyle demişti: "Bana bir daha böyle manzaralar göstermeyin... Yoksa saldırma emri verecek cesaretim kalmayacak."
Zaten insanın kaderini bilmesinden daha korkunç ne olabilir?
Reklam
“Her bir insanın hikâyesi, bizi kendi başımızdan geçen olaylar kadar ilgilendirirdi. Yeter ki kendi gerçekliği içinde kavransın. Her hikâye, sonuçta insan varoluşunun bir hikâyesi değil miydi? Ve akıp giden hayatın?”
Sayfa 217Kitabı okudu
" İnsanın biyolojik fonksiyonlarına aşırı bir anlam yükleme çabası içindeyiz. Çünkü hiçlik zor geliyor."
"Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama 'çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz.' "
Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu, üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir.
Reklam
Her bir insanın hikayesi, bizi kendi başımızdan geçen olaylar kadar ilgilendirirdi. Yeter ki kendi gerçekliği içinde kavransın. Her hikaye, sonuçta insan varoluşunun bir hikayesi değil miydi? Ve akıp giden hayatın?
"İnsanın hayattaki başlıca görevi kendine iyi bakması ve mümkün olduğu kadar uzun yaşamasıdır."
Çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür;nedense kimse bundan korkmaz.
"Yek katre-i hunest ve hezar endişe. (Bir damla kan ve bin endişe) İşte unutmayı başaramayan insanın trajedisi bu sözlerde gizliydi."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.