Molla Habib Neccar, “İstikamet nedir?” sorusunu şöyle cevaplıyor: “Hak bildiğin yolda tereddütsüz devam etmektir. Boş işleri bir kenara bırakarak büyük yoldan yükseklere çıkabilmektir. İstikamet, vicdanın şuûrî gayeyi bilmesi ve ona göre hayatta yolunu bulmaktır.” Hayatlarımız sadece nefsimize hoş gelen fakat insanlık için hiçbir şey ifade etmeyen boş işlerle dolu. Önceliğimiz bu boşlukları hakiki olanla doldurmak olmalı.
Ömür kısa, yol uzun, dünya büyüktür. Görülecek çok yer, tanışılacak çok insan, içilecek bin bir çeşit su vardır. İşte tam da bu sebepten insan yola çıkmalı, yolda olmalı ve yolun güzelliğini çevresiyle paylaşmalıdır.
Mekân ruha sirayet eder ve bir zaman sonra yaşadığın mekâna benzersin. Yaşadığın yere göre seversin, üzülürsün, âşık olursun, düşünürsün ve nihayetinde o mekânın çizdiği kader istikametinde yürürsün.