Dünyanın hiçbir yerinde alınacak çok şey yoktur.Acı ve yoksunluk dünyayı doldururlar ve onlar geçip gittiğinde de dört bir yanda can sıkıntısı beklemektedir. Üstelik esas olarak, kötülüktür dünyada egemen olan ve budalalık da büyük söz sahibidir. Yazgı acımasızdır ve insanlar zavallıdır. Bu yapıdaki bir dünyada, kendinde çok şeye sahip olan birisi, aralık ayının karlı buzlu bir gecesindeki aydınlık, sıcak, neşeli bir noel sofrasına benzer.
Latin Amerika deyince aklınız ilk ne geliyor? Futbol, fiesta, mata çayı, salsa, tango ve tabi ki diktatörler…Pinochet, Garcia Somoza, Noriega, Juan Vicente Gomez, Pinilla…Aklıma gelmeyen daha bir sürü diktatör. Bu diktatörlerin hepsi askeri darbe ile gelmedi tabi. Bazıları seçilerek geldi ama Peron gibi baskı ve şiddet rejimi kurdular.