Tolstoy
Çarpık sanatı anlamaz insanlar , iyi sanat her zaman herkes tarafından anlaşılır.
Üslûp .. geceye
"En laf anlamaz ve düşmanca davranan bir insan bile birazcık nezaket ve güler yüzle yumuşak ve iyi huylu bir hale getirilebilir. Dolayısıyla balmumu için sıcaklık ne ise insanlar içinde nezaket odur."
Reklam
Fas'ta Eshab-ı Kehf'e ait olduğu düşünülen iki tane mağara vardır. Bu mağaralar birbirlerine 203 km mesafede bulunan Sofrou ve Rabat şehirlerindedir Sofrou'daki ziyaret yeri ile ilgili olarak halk arasında anlatılan hikayede ilginç motifle­rin bir araya getirildiği görülür. Örneğin, uzun uykuların­ dan uyanan gençlerden biri, ekmek almak için şehre indi­ğinde gencin dilinden kimse anlamaz ve şehirdeki insanlar bu gence göre çok kısadırlar. Burada bir anda tıpkı Güliver masalında olduğu gibi dev insan motifi yerel hikayeye ek­lemlenmiştir. Rabat'taki mağara ise şehrin doğusunda kalan sıradağlardan birisindedir. Kimse bu mağaraya girmeye cesaret edemez.
Sayfa 112
Mutsuz insanlar şehirde daha iyi bir hayat yaşar. İnsan şehirde yüz yıl yaşasa da çoktan öldüğünü ve çürüdüğünü anlamaz. Kendini anlamaya hiç vakit yoktur, hep meşguldür insan.
Basit ve cahil insanlar korkudan anlar. Başka şeyden anlamaz.
Dağlarda bazı Pınarlar olur yeni yollar açıldıkça bu pınarlara uğrayan insanlar azalar; Giden gelen azaldıkça da suyun çevresini naneler, dikenler sarar. Bir zaman gelir ki, orada pınar bulunduğunu kimse anlamaz. Ama sıcak bir günde susuzluğunu gidermek isteyen bir yolcu pınarı anımsayıp ana yoldan saparak tepeye doğru yürür. kaynağın başına varıp yaban otlarını aralayınca gördüğü şeye kendi de şaşar: Kimsenin bulandırmadığı, dupduru, soğuk bir su otlar arasında şırıl şırıl akmaktadır. suyun durgun yüzeyinde kendini seyreder; güneşi, gökyüzünü, dağları seyreder... Böyle güzel bir yeri çoktandır unutmuş olmasına üzülür, köye gidince arkadaşlarına da söylemeyi düşünür. Düşünmesine düşünür, ama sonra her şeyi unutur. Yaşamda da böyledir işte. Belki de yaşamı yaşam yapan budur...
Reklam
Değil mi? ☻
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Babil hikâyesinde insanlar Tanrı'ya meydan okumak için bir kule dikiyorlar. "Öyle bir kule dikeceğiz ki şanı her yerden duyulacak. Öyle bir kule dikeceğiz ki Allah'la yarışacağız," diyorlar. Allah da onların dillerini dolaştırıyor ve artık birbirlerinin lisanını anlamaz oluyorlar. Bu muazzam bir metafor. Kutsal kitaplardaki hikâyeleri hep böyle daha derin anlamlarıyla, semboller üzerinden düşünmek lazım. Günümüzde insan, firavunlaşma temayülü içinde.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: "Musa'nın Tanrısını görmek için şöyle yüksek bir kule yap da görelim," diyorlar. Aklıma uzaya giden ilk insan olan Gagarin'in sözü geldi. "Gökyüzüne çıktım ama Tanrı'yı göremedim," demişti Gagarin. Halbuki kendisine baksa görecekti.
Sayfa 49
Söylesem aşkımı asırlar boyunca Bu ikiyüzlü insanlar anlamaz beni
Sayfa 31 - Everest Yayınları, 29. Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Günün anlam ve önemine binaen
Niçin anlamaz şu insanlar, Meyve toplamak için ağacı taşlarlar. Bekleselerdi, Onlar, kendiliklerinden düşeceklerdi...
Sayfa 161Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.