"İnsan yaş aldıkça, yaşadıkça saflığını kaybetmeye başlar. Dünyanın yalanına, sahteliğine kanmaya başlar. Bir yandan da gözleri açılmaya başlar. Bakar ki insanlar sahte, ilişkiler sahte. Gerçek olan, doğal olan çok az şey var.
İnsan sonra geriye çekilir bakar ki değmez bir çoğu. Sonra kendisine sorar, durur. Neydi gerçek, neydi doğal olan? Geçmişini sorgular. En saf hallerini, en masum hallerini arar...
İnsan anlar ki kendisi de kirlenmiştir. Zamanla onda da olumsuz değişimler olmuştur. Fakat bilir ki bazı insanlar yine de temiz kalır. O da olabildiğince temiz kalmışsa gerçekten sevdiklerine tekrar yönelir. Kendi o eski saflığını, o eski masumiyetini paylaşma arzusu yeniden duyar. Önceleri büyük bir içtenlikle, müthiş bir sevgiyle bağlandığı, o sevdiği insanı tekrar arar, durur." (Jack Brighty)