Merhaba :)
Yine aşkla okuduğum bir kitap ve yine Dostoyevski...
Yüzyıllar değişse bile insanlar ve nankörlükleri asla değişmiyor her Dostoyevski okuduğumda bu cümleyi tekrar ediyorum...
Ah Varenka...
Hayatın ne kadar acımasız olduğunu insanların ne kadar nankör olduğunu ve ne yaparsan yap insanların asla mutlu olmayacağını bir kez daha öğretmiş oldun bana.
Hayranlıkla okudum. Gayet akıcı ve güzel bir dili var.
Acısını, hüznünü, utancını ve sevgisini kalbimin en derinlerinde hissettiğim bir eser.
" İnsan bazen yanı başındaki bir kitapta bütün hayatının yazılı olduğunun farkına bile vermiyor; okumaya başladıkça giderek daha iyi anlıyor ve o ana kadar bulanık kalan şeyleri çözebiliyor. " diye yazmış sayın Dostoyevski okurken aynen böyle hissettim.
Umarım aynı hisleri paylaşırız.
Iyi okumalar
Korona salgınının çıktığı zamanların 6. ayında okuduğum, geleceğe daha karamsar bakmama sebep olan kitap oldu. 1340'lı yıllarda başlayıp yaklaşık 20 yıl süren kara veba salgınını anlatıyor. İnsanlar ölmeye başladıkça vebadan kaçmak için şehir değiştirerek hastalığı daha çok yayıyorlar. Sürekli ölümler meydana geldiği, ülke ve yaşam düzeni bozulduğu için insanlar yiyecek bulmak adına dükkanları yağmalıyorlar, hasta olduğunu düşündükleri kişileri yanlarına yaklaşıp hastalığı bulaştırmasın diye öldürüyorlar. Bir zamanlar çok zengin soylu bir aileden olan genç kız yakınları ölünce yanlarında şoför olarak çalışan bir adamın boyunduruğu altına girebiliyor. Ülkenin sosyal ve ekonomik düzeni bozulduğu için artık herkes makam mevki önemini yitiriyor. Kısacası çok kısa bir süre içinde yayılıp milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bu salgın beraberinde bütün dünya, işleyiş ve ahlak düzenini de bozuyor. Korona salgını döneminde okuduğum bu kitap bende acaba bu salgın da yıllarca sürecek mi endişesi yarattı. Umarım bizim de sonumuz yüz yıl sonra kitaplara konu olacak seviyeye gelmez.
Beni çok duygulandıran bi kitap oldu. Bu kadar içime işlemesini, bu kadar hissettirmesini hiç beklemiyordum.
Her seferinde Jessica'nın kendini değersiz hissetmesi, kendini kusurlu görmesi yüreğimi dağladı. Onun yerinde kim olsa aynen o şekilde muamele görürdü ve öyle hissetmeye mecbur bırakılırdı. İnsanlar acımasız, hayat acımasız ama Jessica bir şekilde yaşamak zorunda.
Tabi birde soylu ve kusursuz Kont Simon'umuz var. Ama beş parasız kalmış, ihanete uğramış haliyle psikolojik olarak yıkık durumda.
Ve bir araya geliyorlar. Biri intikam almak istiyor diğeri görünmez olarak yaşamak.
Ama birlikte yaşadıkça, sınırlarını zorladıkça kendi yaralarını sarmayı, hayattan tat almayı öğreniyorlar.
Gerçekten çok güzel bir hikayeydi. Mutlaka okunmalı. İnsanın empatisini geliştiriyor.
384 syf.
10/10 puan verdi
Uzayın Sırlarına Dair Bireysel Bir Okuma
17.09.2020 - Ülker Gündoğdu
Uzayın Sırlarına Dair Bireysel Bir Okuma
Kitaplar tohum gibidir. Yüzyıllarca bir yerde uyuyakalmış durumdadırlar, sonra da birden beklenmedik ve umut vaat etmeyen topraklarda çiçek vermeye başlar. Prof. Dr. Carl Sagan akıllara durgunluk veren, sonu olmayan evreni, Kozmos adlı
BİR BAŞKALDIRI VE UMUT ROMANI!
“Gorki insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.”
Nazım Hikmet
Gorki’nin Sovyet Devrimi’nden önce 1906’da kaleme aldığı eser, çok büyük yankı uyandırmış ve iki yıl gibi kısa bir sürede pek çok farklı dile çevrilmiştir. Bu arada 1908-1909 yıllarında Türkçe’ye de çevrilerek tefrika
Hani olur ya bazı kitapları anlatmakta zorluk çekersiniz, duygularınıza tercüman olacak kadar kelime yokmuş gibi sıkıştığınızı hissedersiniz, işte tam o
sıkışıklıktayım.
Kitapta Günümüzün en kanlı terör örgütlerinden biri Işidi, ortadoğuda yaşanan insanlık dramını, Işıdin dini arkasına ve ağzına alarak, Ezidiler'e karşı inalnılmaz
