O zamanlar anlamazdım, şimdiyse çok basit geliyor artık. İnsanlar sorumluluk duygularını yitirse de neyi yitirdiklerini asla unutamıyorlar. Bu unutamayış arızalı bir musluk gibi yaşadıkça içlerine damlıyor. "İyi ama ben de kendimce haklıyım." hissiyle yüklü milyonlarca damlacık büyük bir göl oluşturuyor yüreklerinde. Çamurlu, pis ve çalkalanıp duran bir su birikintisi. O zaman da bir çare bulmaları gerekiyor. Boğulmamak için, delirmemek için bir çare... Madem musluğu onarmak mümkün değil, hiç değilse suyu boşaltmanın bir yolu olmalı değil mi? Ama nasıl? Bir suçlu bularak elbette. Ona yüklenerek, onun ardına saklanarak.
Sayfa 149Kitabı okudu
Şurada bir kapı olmalı Senin ölümsüzlüğüne açılan Bir kapı olmalı şurada Bulabilsem Kollarımın bütün gücüyle vuracağım Er geç sesimi duyuracağım sana Başımı soğuk demirlere dayayıp Adını söyleyeceğim mahşer gününe kadar
Sayfa 95 - everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
KULÜBEDEKi ACILAR bölümünden…
“…..Yaşadıkça benim gibi miskini onlardan başka kim sever?Benim gibi insanlar için tanrının en büyük lütfu bu.Çünkü benim gibisini de seven olmalı.”
Sayfa 264 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ,Yüzbaşı’nın Alyoşa’ya söyledikleriKitabı okudu
Değişir miyim seni bir yaz gününe? Çok daha güzelsin sen çok daha ince: Mayısın goncaları sert rüzgarlarla titrer, Yaz günleri kısa bir düş gibi gelir geçer: Bazen cehennemin ateşi tepende parlar, Sonra altın gibi saçlar sararıp solar Her ne kadar güzel olsan sonun değişmez; Ne şans, ne doğa yasası sana yardım etmez. Fakat senin sonsuz yazın hiç solmayacak, İnce güzelliğin de hiç silinmeyecek, Ne de ölüm seni gölgesine alabilecek, Unutulmaz izlenimlerin ebedi sürecek; İnsanlar soluk aldıkça, gözler gördükçe Aşkım yaşadıkça,sana da hayat verecek.🍂 "William Shakespeare"
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer? Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın: Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler, Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın: Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak, Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden; Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak Kader ya da varlığın bozulması yüzünden; Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz, Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda; Gölgesindesin diye ecel caka satamaz Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda: İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir, Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
Ama yaşadıkça ve yalnızlaştıkça kolaylaşır, güvenmemek kolaylaşır; bırakıp gitmek, vazgeçmek kolaylaşır. Hala kolayca sevebilen insanlar ya çok güçlüdür ya çok tecrübesiz. Hala kolayca güvenebilenler ya hiç terk edilmemiştir ya da... Ya da çok incineceklerdir.
Sayfa 368Kitabı okudu
Reklam
Güzelin mutluluğu
Ne kadar güzel olduğunu acaba biliyor mu ? Bir kadının ne kadar güzel olduğunu bilmesi iyi mi, yoksatlulık kötü mü ? Ben küçükken anneannem hep, “Güzelin kaderi olmaz, Allah çirkin kaderi versin” derdi. Yaşadıkça, bu atasözünü ne kadar doğru olduğunu gördüm. İnsanın kaderini değiştiren güzelliği değil, güzelliğin artırdığı beklentilerdir. Hayattan ve insanlardan ne kadar çok şey beklersek, hayal kırıklıklarımız da o kadar çok ve derin oluyor. Güzellik bazen çok bencilleştiriyor insanları. Bazen de başkalarını daha kolay küçümsebiliyor güzel insanlar. Ve bu büyük avantaj böylece bir dezavantaja dönebiliyor ve mutluluğu, adam yerine koymadıkları o çirkinler kadar bile tadamıyorlar.
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
İnsanlar bir daire içindeler ve yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar. Bu insanı sona yaklaştırmak için var olan bir his..
Sayfa 220Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.