264 syf.
9/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Frans de Waal bu kitabında en yakın akrabalarımız olan bonobo ve şempanzelerden yola çıkarak insan doğasının ve bizi biz yapan eğilimlerin değerlendirmesini yapıyor. En yakın akrabalarımız arasında kendimizi arıyoruz. İktidar içgüdüsü, şiddet eğilimi, saldırganlık, yabancı düşmanlığı, cinsellik, cinsel yönelim, tek eşlilik, eşitlik, ahlak, empati, hakkaniyet, mahremiyet, uzlaşma, barış, iyilik ve benzeri pek çok konunun üzerinde duran de Waal, yaptığı değerlendirmeleri meslek hayatı boyunca karşılaştığı örnekler ve gözlemler de destekliyor. Evrim kitapları genellikle tür içi ve türler arası rekabeti ön plana çıkarıp ortama ve koşullara uyum sağlayamayan canlıların elendiği güce dayalı bir evrim modeli ortaya koyarlar. Ama evrimi bu şekilde aktarmak insanlarda yanlış bir algının oluşmasına ve "Doğal seçilim acımasız, zalim bir eleme süreci olduğuna göre, acımasız, zalim mahluklar üretmiş olmalı" inancına saplanmalarına neden olur. Bu yüzden saldırganlık, şiddet, yabancı düşmanlığı gibi özelliklerin evrimsel süreçte ortaya çıkmış zalim özelliklerimiz olduğunu; iyilik, eşitlik, empati, ahlak gibi kavramların ise sadece kendi oluşturduğumuz medeniyetlerin bir cilası olduğunu düşünürüz. De Waal bunun böyle olmadığını, genelde insanların addettiğimiz ahlak, empati, iyilik, eşitlik, adalet gibi özelliklerin de evrimsel süreçte oluşan ve doğada bulunan özellikler olduğunu ve iki yüzü de farklı yönlere bakan bir Janus kafası gibi dünyada yer aldığımızı savunuyor. Ne yaradılışın kralı ne de gerçek zalimleriz. İçimizdeki Maymun insan doğasını ve bizi biz yapan değerleri sorguluyor.
İçimizdeki Maymun
İçimizdeki MaymunFrans de Waal · Metis Yayıncılık · 2008242 okunma
İnsanlarda yoksullar daha da yoksullaşırken, zenginler genellikle daha da zenginleşir. Suçu türümüzün cinsel seçilim konusundaki kör açgözlülüğünde buluyorum; açgözlülük gezegenimizi hepimizin bildiği yavaş ama emin adımlarla yok oluşa doğru götürüyor. En büyük tehlike burada yatıyor. Gördüğümüz gibi, türün değil, genlerin iyiliği doğrultusunda hareket eden evrimin normal kuralları dahilinde herhangi bir kurtuluş görmek çok güç. Doğal dünyanın yok oluşuna ve insan türünü de beraberinde götürecek olmasına üzülmek bu süreci durdurmayacaktır. Genler kördür ve bir gelecek anlayışına sahip değildir.
Reklam
Sanat eleştirmeni tıpkı bir mistik gibi, ahlak ku­rallarınin karşısındadır daima. Sıradan iyilik ölçütüne göre iyi olmak kesinlikle çok kolay bir şeydir; yalnızca insanın içinin korkuyla dolu olması, hayal gücünden nasibini alma­mış olması ve orta sınıf saygınlığı için aşağılık bir tutku bes­lemesi sıradan ölçülere göre iyi sayılması için yeterli.
TİRANIN DOĞUŞU
Hayvanlardaki cinsel seçilim, sadece hayvanın taşıdığı süs bir yük haline gelerek dezavantaja dönüştüğünde sınıra ulaşır; devasa erkek denizfili o kadar ağırlaşır ki üreme sahiline çıkamaz ya da tavuskuşunun kuyruğu öyle büyür öyle büyür ki hayvan uçup yırtıcılardan kaçamaz. Ama insanlarda servet ve iktidara dayalı cinsel seçilimin doğal bir sınırı yoktur. Olumsuz geri bildirim kontrolü bulunmaz. Zengin ve güçlü erkeklerin dezavantajı yoktur. Genellikle daha da zenginleşirler. Yakıtını en temel gizli genetik dürtüden alan çılgın kapışma, türün —ve gezegenin— bekasını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. 10 bin yıl içinde, dikkate değer becerilere sahip ve Gaia'nın dünyasının doğal bir parçası olan nadir, zeki ve becerikli bir hayvandan, onun güzel gezegenini büyük hızla yok eden kalabalık bir türe dönüştük.
Sayfa 192Kitabı okudu
yağlar_2
Yağın insan hayatındaki rolünün çelişkili mirası şu anda çoğumuzun yağ istemeye ve depolamaya fazlasıyla iyi uyarlanmış olmamızdır."Super size me" belgeselinde ,Morgan Spurlock sadece Mc Donalds menuleri yiyerek (ortalama günde 5000 kalori tüketerek)sadece 28 günde 11 kiloa ldı.Bu tür aşırılıkların mümkün olması insanlarda,bol miktarda yiyeceğin bulunduğu ender durumlarda olabildiğinde fazla yağ depolamaya yönelik,binlerce nesillik seçilimin sonucu uyarlanımların mirasıdır.Salı günü depolanmış 250 gr yağ çarşamba günü sebat avının enerjisini çıkarabilir.Ve yiyeceğin bol olduğu zamanlarda yağ biriktirmek önlenemez olan kıtlık dönemlerinde mutlaka elzemdi.Bankadaki para gibi,yağ depoları kıtlıkta insanların aktif kalmalarına,vücutlarına bakmalarına ve üremelerine olanak sağlar.Ne yazık ki doğal seçilim bizi sonsuz bolluk dönemleriyle başa çıkmak için hazırlamadı.
Sayfa 174 - sayKitabı okudu
Doğal seçilim insanlarda da var.
Reklam
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.