Günde bir saat kitap okumak ortalama 40 sayfadan haftada 280 sayfalık bir kitap eder, yılda 280 sayfalık 52 kitap...
Yirmi dört saatin birini okumaya ayırman, düşünce biçimini, kendini ifade etme şeklini, dünyaya bakış açını derinlemesine etkiler. Farklı dünyalar yaşamayı, farklı insanların gözünden hayata bakmayı öğrenirsin.
Mükemmel bir insan olamazsın ama düşünen, hayal kuran, empati becerisi gelişmiş, kendini dinletmeyi başarabilen bir insan olursun.
Değmez mi?
20 yaşında genç delikanlı otobüsün camından bakarken birden bağırdı.
-Baba; arabalar, arabaları görüyor musun, bizle geliyorlar.
Babası gülümsedi ve mutlulukla saçını okşadı.
Genç bir süre daha dışarıyı izledi ve sonra birden bağırdı.
-Bulutlar baba, bulutlar harika
Baba gülümseyerek oğlunu izledi.
-Baba ağaçlar dedi aniden delikanlı. Onlar hep geride kalıyor dedi.
Arkada oturan yaşlı adam, bu bağrışmalardan rahatsız olmuş olacak ki;
Babanın omzuna dokundu.
Beyefendi oğlunuzu iyi bir doktora götürmelisin. Problemi var herhalde.
Baba geriye dönerek "o zaten iyi bir doktordan geliyor. Oğlum doğuştan kördü ve ameliyat sonrası gözleri açıldı" dedi...
Herkesin bir hikayesi var. Ne çabuk yargılıyoruz insanları ve ne çabuk tanılar konuyoruz değil mi? O kadar hızlı kararlar veriyoruz ki insanların yaşadığı hikayeler bizim için pek önemli olmuyor.
Dorian Gray'in Portresi /Ruh sağlığınıza dikkat edin!
"Olmasaydı sonumuz böyle!"
Şiştt...
Sakin.
Spoiler falan vermedim.
Ama ne olur benden bu kitabı spoiler vermeden incelememi beklemeyin, yine de elimden geleni yapacağım. En son Martin Eden beni bu kadar yakmış, yıkmıştı. Ama Martin için üzülmüştüm o kitapta. Bu kitapta kime tutunduysam kaldı elimde.
Ağaca güvendim çürüdü. İnsana
Yarısı şükür, yarısı sabır.
Yarısı teselli, yarısı kahır.
Kimseyi de bilmeden yargılamayın,
herkesin derdi kendine ağır.
Anlatmak ve anlaşılmak için de
fazla yormayın gendinizi;
İnsanların yarısı samimiyetsiz,
diğer yarısı size sağır.
Ve unutmayın asla,
Ne kadar zorlarsanız zorlayın,
Sonuçta herşey olacağına varır...!